“TABUTUMUZU ERKEKLER TAŞIMASIN”

900772_detay

Bir kadın “Erkeklerin tabutu taşımasını istemiyoruz, erkeklerin vahşetini protesto ediyoruz!” derken aynı anda diğer kadınlar da öldürülen Nimet Çağan’ın tabutunu omuzluyorlardı. Nimet 11 çocuk annesiydi ve kocası tarafından 11 kez bıçaklanarak öldürüldü. Polise koruma talebinde bulundu ama sesini duyan olmadı. Sebep? Sebep mi arıyorsunuz? Bir erkek için sebep herşey olabilir. Haber spikeri “kıskançlık krizine giren koca” diye sundu. Kocanın kıskançlık krizi ve yaşanan vahşet! Vahşet kelimesini eskiden daha ağır bir durum olduğunda yada insanlığa ters bir durum yaşandığında kullanırdık ama bugün yani 21. yüzyılda artık karısını öldüren erkekler için kullanmaya başladık. Çünkü kadınlar bu durumu vahşet olarak tanımlıyorlar. Erkeğin sadece kendi nefsinin veya düşünce tarzının sonucu olarak öldürülüyor kadınlar. Yani anlayacağınız herhangi bir durum alehinize dönüşebilir. Aman ha dikkat! Yolda yürürken, birisiyle konuşurken, birine dair yorum yaparken siz siz olun sakın yanlış bir cümle veya kelime kullanmayın yoksa koca tarafından katliniz vacip olur.

 Bugün Ece Temelkuran’ın “İçine Atma Türkiye” başlıklı makalesini okudum. (Kaynak; Birgün gazetesi 05.12.2013) Makalede Çinli bir kadının yaşadığı imkansız aşkı, kavuşamamasını ve bundan dolayıda kendini ipek dokumacılığına verişini anlatırken, sevdiği adamın 50 yıl sonra çıkıp geldiğini bir odaya kapanıp saatlerce konuşmalarını ve adamın gidişinin ardından kadının yemeden içmeden kesilip bir ay sonra da öldüğünü anlatıyordu. Adamın kadına ne söylediği bilinmiyor ama Ece Temelkuran’ın da dediği gibi ne söylemişse söylemiş bu da kadının ölmesine sebep olmuştu. Ece Temelkuran yazısında adamın kadına bunca yıl sonra gelip “ne haber, ne yaptın?” demiş olabileceğini ve bununda kadını kahrından öldürmüş olabileceğini söylüyordu. Hiç olmayacak gibi de değil hani! Bende adamın gayet sıradan veya umursamaz davrandığını düşünüyorum. Hatta belki de adam kıskançlık yapmış bile olabilir? Bilemiyorum sizde farklı bir yorum yapabilirsiniz. O yazıda öne çıkan ana noktaya gelince; yazının başlığında olduğu gibi “içine atma” duygusu. Belki de kadın içine atmayıp adamı ağız dolusu paylasaydı ölmeyecekti. Fakat gelin burdan yola çıkalım ve şöyle bir varsayımda bulunalım; Hadi kadınlar olarak içimize atmayıp avazımız çıktığı kadar bağıralım! Halimiz nice olur acep? Kıskançlıkla bir erkeğin 11 kez bıçaklayarak karısını öldürdüğü bir ülkede biz içimize atmayıp konuşursak toplu katliama uğrarız herhalde!!??

Inci Kaya

5/12/2013

Share