DKH’li Nurvan: ‘Değerlerimiz için kapitalist sistemle savaşıyoruz

Ovacıklı kadınlar, ektikleri ürünlerle hem yerli tohum elde ediyor hem de kapitalist modernitenin bireyselleştiren yaşamına karşı kolektif ruhu açığa çıkarıyor

image

HABER MERKEZİ (10.05.2016) – Ovacıklı kadınlar, ektikleri ürünlerle hem yerli tohum elde ediyor hem de kapitalist modernitenin bireyselleştiren yaşamına karşı kolektif ruhu açığa çıkarıyor.

Sanayileşmeyle birlikte tarım sektöründe insan emeğine olan ihtiyaç azalırken, GDO’lu ürünler sağlığı tehdit eden önemli unsurlardan biri haline geldi. Dersim’in Ovacık ilçesinde kadınlar, insan emeğinin yok sayıldığı ve yaşamı tehdit eden sanayi ürünlerden korunmak ve kolektif yaşamı tekrar inşa etmek için kendi tarlalarında birlikte çalışıyor. Kadınlar, tarlada sebze ekerek hem yerli tohum elde ediyor hem de hasatlarında kışlık ihtiyaçlarını karşılıyor. Ovacık’ta kadınların kurdukları kolektif yaşamı anlatan Demokratik Kadın Hareketi (DKH) faaliyetçisi Nurvan Dinler,”Yerli tohumumuzda amacımız biyolojisini bildiğimiz tohumlardır. Çünkü dışarıda aldığımız tohumun içeriğini bilmiyoruz. Yavaş yavaş ektiğimiz patatesin yerlileşmesini hedefliyoruz” dedi.

‘Amacımız yerli tohum elde etmek’

Aldıkları tarlada daha çok yerli tohum elde etiklerini belirten Nurvan “Bu dönem daha çok yerli tohum elde etmek için ekin yaptık. Herhangi bir ilaç kullanılmadan kimyasal olmadan tohum elde etmeye çalıştık. Suni gübre kullanmadan kendi tohumumuzu üretmeyi amaçladık. Ekolojik tohum elde ettik. Yerli tohumumuzda amacımız biyolojisini bildiğimiz tohumlardır. Çünkü dışarıda aldığımız tohumun içeriğini bilmiyoruz. Yavaş yavaş ektiğimiz patatesin yerlileşmesini hedefliyoruz. Zaten birkaç ekinden sonra tohum yerlileşir” diye konuştu.

‘Birlikte iş yapma kültürü gelişti’

Nurvan çalışmalarının ekoloji ve kadın endeksli olduğunu belirterek, kadının ekonomideki yerini öne çıkarmayı amaçladıklarını dile getirdi. Verimli toprakları değerlendirdiklerini vurgulayan Nurvan, “Ekolojik bir adım atarak bununla beraber patates ekimine başladık. Onun dışında bahçe üretimini yaptık. Birlikte iş yapma kültürünü geliştirmek aynı zamanda kadının ekonomik ayağını güçlendirmek için başladık. Bu çalışmamız bize ön ayak oldu. Kadınlar kışlık ihtiyaçlarını karşıladı. Hedefimize kısmen de olsa ulaştık” diye belirtti.

‘İlk etapta toplum olumsuz bakmıştı’

İlk tarım çalışmalarını dile getirdiklerinde toplum tarafından pek ilgi odağı olmadığını fakat buna rağmen çalışmalarını yürüttüklerini söyleyen Nurvan,”Tarlamız çok büyük değil, 3 dönümlük bir arazi. 300 ton patates elde ettik. 7 kadın arasında bölüştürdük. Kışın burada herkesin 3 torba patatese ihtiyacı oluyor. İhtiyaç sahibi kadınlara da verdik. İlk çağrımızı yaptığımızda herkes çok olumsuz bakmıştı. Vücut bulamayacağını zannetmişlerdi. İlçemizdeki kadın çalışmalarında hep kadın emeği sömürülmüş. Bu yüzden ilk etapta güven sorunu yaşadık. Sonrasında başladığımızda ürünün hasadını aldığımızda kadınlarda yeniden bir güven duygusu oluştu. Sonraki dönemde bizde size katılmak istiyoruz diye talepler geldi” dedi.

‘Değerlerimiz için kapitalist sistemle savaşıyoruz’

Kapitalist sisteminin girdiği her yerde yaşamın talan edildiğini ama buna karşı daha geniş çaplı üretimleri olacağını, ürünleri çeşitlendireceklerini vurgulayan Nurvan son olarak şunları söyledi: “Kadınlar en azında kendi ürettiklerini hem tüketecek hem de satacak ve kendi ekonomisini sağlamış olacak. İnsanların bireyselleştiği ve toplumsallaşma kültürünün yok olduğu bu dönemde, tekrar bu ağı oluşturarak birlikte bir komün oluşturmaktır amacımız. Kapitalizmin elinin değdiği her yerde her şey talan olup yok oluyor. Bizde bu temelde bu değerlerimizin yok olmaması için çalışmalar yürütüyoruz.”

JINHA

Share