Bende Kadınım
Tarihlerde arıyorum kadınlığımı
ve yazılmış bir tarihi
kadının ellerinde bulmak istiyorum şimdi
yaşam çeşmesinde
avuçlarımda su istemem boşuna
Avuçlarım çatlamış
dönüyorum her defasında
yaşam çeşmesinden nicedir
Ben de kadınım
Ellerimle dokunuyorum
yüzüme, gözlerime
yüzümdeki maskeler
mavi, siyah ve…
ve bilmediğim nice renk
hiçbiri bana ait olmayan
Ellerimde yüzyılların kirletilmiş
gri renk tonları
Ben de kadınım
Kawa’nın demir seslerinde
Adule’nin aşk ezgisinde
Jan Dearc’ın yangın alevlerinde
İsa’nın çarmıhtaki sesinde sordum
“yok” yazıyordu tarihin cellatları
Ben de kadınım
kirletildi kölelik pazarında kadın yüreğim
Satılık bir candım artık
alanı da, satanı da memnun etmeyen
Ve tüm zamanların ötesinde
kimliksiz kalandım
Gözleri çekik, yüzü aydınlığa dönük
Çinli bir kadındım.
Tüm dünyaya pazarlanan Nataşa
Hindistan’ın haydut kraliçesi
Poolan Devi.
New York sokaklarında
Ve de,
Hollywood’da çıplaklığımı sunan.
Kürdistan’ın yaşam çarmıhında berdeldim.
Ben de kadınım
Zilan’la tarihin maskeli yüzünü
çıplaklığımla yırtandım
Kadınlığın onurunu koruyan
Uçurumlarda Beritan’dım
Güneş ışınlarıyla
ruhumdaki karanlıklarla savaşan
ellerimde kleşle
20.yy’da özgürlüğe sevdalı
bir militandım
Ben de kadınım
21. yy’da GÜNEŞ’ten aldığım ışıkla
özgürlüğü arayan.
Kulaklarımda bir türkü
Gözlerim büyülü bir resim izlemekte
saçlarım özgürlük rüzgarlarıyla
dansa tutuşup uçtu da şimdi
tarih denen
koca, yaşlı çınarın gövdesinde
büyütürüm kendimi.
Kutsal bin yıllık çınarın
egemenler gibi yıkılışını seyretmek
ve umudu yeşertmek istiyorum.
Özgürlük meyvesine gebe
ve güneşin
bambaşka doğup battığı bu coğrafyada
yüzüm güneşe dönük
bir özgürlük türküsü söylemek istiyorum
bu zamanlarda
Rozerin Dedar