İSVİÇRE’DE KADIN GREVİNİN 30. YILINDA 120.000 KADIN SOKAKLARDA TALEPLERİNİ HAYKIRDI


15.06.21 – ZÜRİH : İsviçre’de kadınlar 7 Şubat 1971’de oy hakkını elde ederek toplumsal eşitlik temelinde önemli bir kazanım elde etseler de, Anayasa’ya eşitlik kavramının girmesi, 14 Haziran 1981’de mümkün olur. Ancak uygulamada gereği gibi yaşama geçirilmediğinden “eşit işe eşit ücret” başta olmak üzere, kazanılan hakların tüm boyutları ile yaşama uygulanabilmesi için, 14 Haziran 1991’de 700 bin kadın ülke genelinde yaşamın bütün alanlarında greve çıkarak hayatı durdurdular.


Bu büyük grevden sonra, 01 Temmuz 1991’de “Eşit Haklar Yasası” yürürlüğe girdi. Esas olarak “kadın erkek eşitliğinin yasalarla güvence altına alınması ve bir cinsin ayrımcılığa uğratılmasının yasaklanması” anlamına gelen bu yasa, 2019’a gelindiğinde hala pratik yaşamda bütünlüklü olarak karşılığını bulamamıştı. 28 yıl aradan sonra 14 Haziran 2019’dan itibaren “eşit işe eşit ücret” ve “kadınların görünmeyen ev içi emeğinin görünür kılınması”, “toplumsal cinsiyet eşitsizliği” talepleri başta olmak üzere, kazanılan hakların tüm boyutları ile yaşama uygulanması talebini, sürecin güncel talepleriyle de bütünleştirerek üç yıldır 14 Haziran’da İsviçre genelinde bir günlüğüne yaşamı durduruyor kadınlar.

Bu yıl bir kez daha kadın grevlerinin 30. Yıldönümünde, 14 Haziran Pazartesi günü, İsviçre genelinde 120.000 civarında kadın sokaklarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, buradan kaynaklanan ücret eşitsizliğini ve kadın emeğinin görünmezliğini / değersizleştirilmesini protesto ettiler.
“Eşitlik ve Saygı İstiyoruz; Geleceğimiz İçin Grevdeyiz!” şiarıyla, kimliklerine ve emeklerine sahip çıktılar.

IMG_4950


Basının verdiği bilgiye göre, Bern 30.000, Lausanne 25.000, Zürih 20.000, Cenevre 20.000, Lozan 10 000, Basel 6.000, Fribourg 3.000, Neuchatel 3.000, Luzern 2.000, Ticino 1.000, Winterthur 1.000, Biel 800, Jura 500, Solothurn 500, St. Galen 500, Chur 400, Zug 150, Thun 50 olmak üzere İsviçre genelinde birçok şehirde toplam 120.000 katılım sağlanmıştır.
Ulusal Kadın Grevi kapsamında birçok şehirde birden saat 11.00 gibi eş zamanlı start verilen grev, açılan standlar, yapılan konuşmalar ve müzik eşliğinde danslarla saat 18.00’e kadar sürdü. Saat 18.00’de ise birçok kentte yine eş zamanlı yürüyüşler gerçekleştirildi.
Zürih’te kitlesel katılım;
Birçok alanda eş zamanlı gerçekleştirilen grevlere kitlesel katılımın sağlandığı alanlardan birisi de Zürih idi. Her yerde olduğu gibi Zürih’te de binlerce kadın ve LGBTİQ+, kadın grevinin 30. yılında taleplerini sokağa taşıdılar. Bu yılın ana sloganını kadınların görünmeyen emeği oluşturdu. Erkek egemen sistemin kadınların omuzlarına yüklediği, hiçbir karşılığı olmayan, ama kadınların ömür törpüsü olup, dolaylı olarak büyük bir sömürü ağı olan ev içi işler, görünmeyen emek olarak adlandırılmakta.

Artık kadınlar ev içi işlerin ve ev içinde çocuk, hasta, yaşlı bakımının cinsiyetçi bir iş bölümü olduğunu görüyorlar ve itiraz ediyorlar. Ev içindeki bütün işlerin, ev içinde yaşayan bütün bireylerin sorumluluğu olduğunu söyleyip bu görünmeyen emeğin görünür kılınmasını talep ediyorlar.
Diğer taraftan bir başka itirraz edilen nokta; hastanelerde, çocuk ve yaşlı bakım evlerindeki emekçilerin çoğunu kadınların oluşturduğu ve özellikle pandemi sürecinde önemi daha da açığa çıkan bu iş alanlarının ağır iş koşulları olduğu gündemleştirildi.
Bu talepler çerçevesinde kadın grevi 13 Haziran Pazar gecesi araba ve bisiklet konvoyu ile başlatıldı. Zürih sokaklarında onlarca araba ve yüzlerce bisiklet ile kadınlar bir gün sonra gerçekleşecek grevin çağrısını yaptılar. Grev günü ise gün boyunca küçük gruplar halinde şehrin çeşitli yerlerinde renkli gösteriler ve çeşitli etkinlikler gerçekleşti. Şehrin merkezi alanlarına kurulan stantlarda pikniklerde ve açık kürsülerde hem sohbet, tartışma ve bilgilendirmeler gerçekleşti hem de akşamki yürüyüş için hazırlıklar tamamlandı. Kadın katliamlarına dikkat çeken ünlü «el violador en tu camino» dansı ile saat 18:00`da yürüyüş başlatıldı. Çeşitli bloklar halinde organize olan yürüyüşte, Yeni Kadın olarak enternasyonal blok`ta kendi sloganlarımızla yerimizi aldık. “Kadın ve LGBTİ+ katliamları durdurulsun”, “İstanbul Sözleşmesi uygulansın” ve “emeklilik yaşının yükseltilmesine hayır” gibi dövizlerle hem İsviçre hem de Türkiye`deki kadınların talebini dile getirdik. 20.000`e yakın katılımla gerçekleşen yürüyüş korteji Ni Una Menos (eski adıyla Helvetiaplatz) meydanına geldiğinde burada yapılan konuşmalar ve müzik dinletisi`nin ardından grev sona erdi.

Share