DKH ‘Çıplak bedenlerimizle örgütlü mücadeleyi büyütelim’

 

İSTANBUL- DKH tarafından düzenlenen kurultayda konuşan DKH Sözcüsü Dilşat Canbaz, “Nefret ve ayrımcı bir dille siyaset yaparak hem Türkiye’de hem de Kürdistan’da kadınlara yönelik bir savaş gerçekleştirilmektedir. Çözümün örgütlü mücadeleden geçtiğini biliyoruz. Bütün kadınlar olarak çıplak bedenlerimizle örgütlü mücadeleyi büyütelim” dedi.

image

İstanbul Demokratik Kadın Hareketi (DKH), “Kendi Savaşımın Savaşçıyım, Benim Emeğim Benim Bedenim” şiarıyla, 3. Kurultayını gerçekleştirdi. Yüz Çiçek Açsın Kültür Merkezi’nde düzenlenen kurultaya, Avrupa ve Türkiye’nin çeşitli kentlerinden birçok kadın örgütü katıldı. Kurultayın yapıldığı salona, “Kadın yönetime kadın iktidara”, “Kadınım kendi savaşımın savaşçısıyım” pankartları ve “Jin jiyan azadi”, “Erkek devlet şiddetine karşı özsavunma”, “Yaşasın direnen savaşan baş eğmeyen özgür kadınlar”, “Gezi’deki barikat Kürdistan’daki hendektir” yazılı dövizler asıldı. Ayrıca Yeliz Eray, Şirin Öter, Arîn Mîrxan ile demokrasi mücadelesinde yaşamını yitiren kadınların posterleri asıldı. Kurultay demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitiren kadınlar anısına gerçekleştirilen saygı duruşu ile başlandı. Saygı duruşu ardından kadınlar hazırlamış oldukları sunumları aktardı.

‘İktidarın katliamları örtme pratiklerine yabancı değiliz

DKH Sözcüsü Dilşat Canbaz, Kürdistan’ın içerisinde olduğu zor süreçte kadın örgütlenmesi yaptıklarına dikkat çekerek, “Kadın üzerinden gerçekleştirilen şiddet ve katliamlar bizi her gün daha da zorlayan bir hal aldı. İçerisinde bulunduğumuz bu sürece karşı kadın iradesiyle karşı çıkmalıyız” dedi. Cizre’de sıkıyönetimin 62. günü olduğunu ve Cizre’de 62 gündür halklara yönelik katliam yaşatıldığını ifade eden Dilşat, “2 gün öne iktidar tarafından bir gerçeklik açıklandı. ‘Operasyon bitti’ diyerek vahşice katledilenler gizlenmeye çalışıldığı. Biz katliamların ve katliamları örtme pratiklerinin yabancısı değiliz” şeklinde konuştu.

‘Çözüm örgütlü mücadeleden geçiyor’

Siyasal iktidarın tekçi faşizan anlayışını her yerde sürdürmekte olduğuna dikkat çeken Dilşat, “Nefret ve ayrımcı bir dille siyaset yaparak hem Türkiye’de hem de Kürdistan’da kadınlara yönelik bir savaş gerçekleştirilmektedir ve bu savaş kadınlar şahsında bütün halklara yönelik gerçekleştiriliyor. Kadınlar ve halklar olarak mücadeleyi büyütme çağrısı yapmak istiyoruz. Çözümün örgütlü mücadeleden geçtiğini biliyoruz. Bütün kadınlar olarak çıplak bedenlerimizle örgütlü mücadeleyi büyütelim” diye belirtti.

‘Devletin üzerinde giydiği gömlekler kanlı’
Medyada ve toplumda kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran eril dile ilişkin sunum yapan DKH üyesi Duygu Kıt, eril dili her alanda kapsamlı bir şekilde tartışmak gerektiğini belirtti. Erilliği sınırlamamak kadın mücadelesinin buz kırıcı bir yöntem olduğunu dile getiren Duygu, “Devlet bulunduğumuz her alanda erilliği kurma üzerine çalışıyor. Kadınlar uzun yıllardır buna karşı mücadele ediyor. Haberler suçun unsurları ile donatılarak meşrulaştırılıyor. Devletlerin bu noktadaki konumu üzerine giydiği gömlekler de kanlı” ifadelerinde bulundu.

‘Seks işçilerinin ne hissettiğine önem verilmiyor’

DKH İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği Sözcüsü Kıvılcım Arat ise, seks işçisi kadınlara dönük yoğun bir şiddet politikasının olduğunu ve bu şiddetin giderek arttığını dile getirerek şunları belirtti: “Seks işçiliğine karşı hem dini hem sosyalist feminist felsefede yanlış bir yaklaşım var. Dini yaklaşımda kadını sadece bir erkeğe ait görmek ve meta olarak görme durumu var. Sosyalist feministler ise seks işçiliğini insan ticareti olarak değerlendiriyor. Sosyalistler ise bunun bir işçilik olmadığını iddia ediyor. Aslında kimse genel ahlaktan azade yaşamıyor. Bunun en belirgin özelliği ise erkek egemen zihniyetin bu kadar yaygın olması. Ve bununla birlikte seks işçiliği görmezden geliniyor. Bu durum da alanda çalışan kadını illegal alana itiyor ve kadınların illegal alana itilmesi ile birlikte taciz tecavüz olayları artıyor. Bulaşıcı cinsel hastalıkların yayılması artıyor. Yine devletin el altından para toplaması sağlanmış oluyor. Kimse kadınların ne istediğine ne hissettiğine önem vermiyor.”

Sunumların ardından Gebze Cezaevi’nde tutsak bulunan kadınların, Halkın Günlüğü Kolektifi ve İstanbul LGBTİ Dayanışma Derneği’nin kurultaya göndermiş oldukları mesajlar okundu. Mesajın ardından “Devrimci tutsaklar onurumuzdur”, “Yaşasın devrimci dayanışma” sloganları atıldı. Kurultayın sonuç bildirgesinin ise birkaç gün içerisinde kamuoyu ile paylaşılacağı belirtildi.

JINHA

(sg-ce/ck/mg)

Share