Sistematik şiddeti örgütlü gücümüzle yok edelim!

​ Sistematik şiddeti, örgütlü gücümüzle yok edelim!


Her 25 kasımda daha fazla kadın şiddetsiz ve özgür bir dünya istemini haykırmak için sokaklara çıkıyorlar. Şiddet, sahip olunan gücün ve iktidarın, fiziksel ya da ruhsal bir yaralanmaya ve kayba neden olacak biçimde bir başka insana, kendine, bir gruba, bir fikre, bir yaşam tarzına, bir varoluşa, doğrudan ya da dolaylı yolla uygulanması olarak tanımlanmaktadır.
Bireylere , özelde de kadınlara ve çocuklara karşı uygulanan sistematik ve akut şiddet ekonomik, psikolojik, cinsel ,fiziksel yıkımları ile tüm toplumlardaki en büyük sorunlardan biridir. Kadına yönelik şiddet bazen ev içindeki erkek -baba-ağabey-eş-sevgili tarafından, bazen kışkırtıcı giyindiği gerekçe gösterilerek , sokaktan geçen herhangi bir erkek tarafindan pervasızca uygulanır.Yeri gelir fabrikada bir işçidir, hastanede haklarını arayan sağlık görevlisidir, okulda öğretmen veya öğrencidir, dini sorgulayan, aykırı bireydir, savaşta ganimet gözü ile bakılan, tarlada karnında çocuğu ile amelelik yapan ırgattır. Kısaca kadın için her an, her yer şiddete maruz kalabileceği bir suç mahalidir. Yani kadın, hem erkek hem de sistem tarafindan hayatın her alanında şiddete maruz kalma ihtimali ile yüzyüzedir.
İktidar sahipleri direnişteki kadına akıllarınca esktra cezalandırıcı “ metodlarla müdahele eder. Örneğin, 25 kasım 1960 yılında Dominik Cumhuriyetinde, özgürlük savaşındaki üç kızkardeş, Mirabel kardeşler faşizmin askerleri tarafından tecavüze uğramış ve öldürülürmüşlerdir.Rosa Luxenburg ise öldürüldükten uzun süre sonra, cesedi bir kanalda bulunabilmiştir. Yine Türkiye Kürdistan’ın da kadın savaşçılar öldürülüp, tecavüz edilip, vücutları teşhir edilmeye çalışılarak,  kendilerince özgün metodlarla kadın cezalandırılmaktadır.
Egemenler hem sınıf hem de cinsi eşitlik mücadelesi veren kadını büyük tehlike olarak görür. Çünkü, bilirler ki kadın ayağa kalktığında toplum ayağa kalkar.
Bilirler ki kadın ve çocuklar teslim alındığında, direnişi yok etmek daha kolaydır.
Bu yüzdendir ki tüm faşizan sistemler kadına karşı şiddeti sistematik olarak uygular ve yasaları ile teşvik eder. Bize düşen ise bu sistematik şiddete, bilinçli mücadele ile cevap vermektir.
Özelde kadına, genelde tüm ötekileştirilen canlılara uygulanan şiddete karşı örgütlü gücümüzü yükseltmek her duyarlı bireyin görevi olmalıdır. Unutulmamalıdır ki eşit hak mücadelesinde, eşit koşullara sahip bireyler başarılı olacaktır. İlk adımımız kadına karşı uygulanan sistematik şiddeti yok etmek olmalıdır. Özgür insanlık mücadelesinin başlangıcı cinsiyet ayrımının yok edilmesi ile başlar.
Sistematik şiddeti, örgütlü gücümüz ile yok edelim!
Özgürlük mücadelesi kadın mücadelesine giden yoldan geçer.

Kadına şiddete son !
Ötekileştirilenlerin sesi olalım !
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi

Kasım 2018

Share