AVRUPA KADIN DAYANIŞMASI; BASINA VE KAMUOYUNA!
Bizler Avrupa Kadın Dayanışması olarak; bu diktatörlük rejimi buyruğunda geçen her anın bir kadının daha yaşamını kararttığını, çaldığını biliyoruz. Bunu derinden duyumsuyoruz. Bu yüzden tarihte diktatörlere meydan okuyan tüm kadınlar gibi bizlerde tam da diktatörün karşısında duracağız, hesap soracağız.
Tüm dünyada toplumsal cinsiyetçi politikalar derinleşmekte. Kadın haklarına ve kadın varlığına yönelik dünya genelinde cinsiyetçi bir saldırı söz konusu. Ata-erkil sistem çözümsüzlüğe saplandıkça kadına dönük politikalarında toplumsal cinsiyetçiliğe ağırlık vererek kendini kurumsallaştırmak istemektedir. Bu nedenle sürekli kadınların emekleri ve direnişleri sonucu elde ettiği birçok hakları, faşist rejimler tarafından ya kısıtlanmak yada yok edilmek isteniyor. Bunun içindir ki; kadınlar kapitalist sermayenin ucuz iş gücü, esnek ve ücretsiz işçisi, emeği sömürülen bir varlık olarak politik saldırılara uğruyor. Sadece bununla da sınırlı kalmayan erkek egemen sistem şiddeti, tacizi, tecavüzü ve kadın kırımını günlük olarak uyguluyor.
Özünde insanlık tarihi, toplumu, tarihsel ve sistemsel çelişkisi nedeniyle kadını hedef alan diktatörler ve ona karşı mücadelelerin tarihidir. Bizler bugün Avrupa’nın farklı coğrafyalarında yaşıyor olsak ta, bu ikili karakterin yaşam bulduğu coğrafyaların birinden geldik. AKP faşist iktidarı toplum kırımını, en fazla da kadın kırımıyla hayata geçiriyor. Erkek egemenliğinin zirve hali olan faşizm, varlığını sürdürebilmek için ideolojik olarak baş düşman gördüğü kadınları hedef alıyor. Kadınları katlediyor, tecavüz ediyor, sömürüyor, iradesini gasp ediyor, emeğini hiçe sayıyor, kadın kimliğini içeriğinden boşaltıyor. İşgal ettiği topraklarda kadınlar kaçırılıyor, köle olarak pazarlarda satılıyor. Bu politikaların bugün en fazla uygulayıcılarından birisi de, diktatör Erdoğan ve onun faşist rejimidir. Erdoğan’ın yaptıklarının tarih boyunca gelmiş geçmiş diktatörlerden bir farkı olmadığı gibi, verdiği fermanlar, aldığı kararlar ve talimatlarıyla tam bir vahşet sergiliyor. Tarihin lanetlediği diğer dünya örneklerinden geri kalmayarak, günümüzün en azılı diktatörlerinden biri olmakta.
Bunun içindir ki; diktatöre başkaldırı, onun faili olduğu tüm suçların teşhiri, bu suçların yargılanması, mahkum edilmesi bugün faşizme, erkek egemenliğine karşı mücadelenin birincil görevleri arasında yer alıyor. Hitler nasıl ki sadece Hitler değildiyse, Erdoğan da bugün bir sistemin, bir zihniyetin uygulayıcısı olup, kadın katliamlarının baş faillerindendir.
Kürt Kadın Hareketi, 25 Kasım’da Mirabel Kardeşler’in diktatörlüğe, faşizme karşı mücadelesine denk düşecek biçimde Erdoğan diktatörlüğüne karşı bir kampanya başlattı. “Diktatörün Yargılanması İçin 100 Neden” başlığıyla yürütülecek bu kampanyanın hedefi; Erdoğan’ın 18 yıllık iktidarı boyunca dünyanın gözleri önünde işlediği savaş suçlarından yargılanması ve soykırım düzeyine varan kadına dönük katliamların cezasız kalmamasıdır. Aynı zamanda femicide’nin uluslar arası alanda insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanınması da kampanyanın önemli hedeflerindendir.
Bizler Avrupa Kadın Dayanışması olarak; bu diktatörlük rejimi buyruğunda geçen her anın bir kadının daha yaşamını kararttığını, çaldığını biliyoruz. Bunu derinden duyumsuyoruz. Bu yüzden tarihte diktatörlere meydan okuyan tüm kadınlar gibi bizlerde tam da diktatörün karşısında duracağız, hesap soracağız. 18 yıl adım adım dikta rejimini kurarken, kadınları katletmeyi hedefleyen bu faşist düzenden hesap soracağız. İşte o zaman bu baharı kadınlar için gerçek bir bahara dönüştüreceğiz.
Aynı zamanda bu kampanya vesilesi ile bir kez daha uluslar arası kurumları, diktatör Erdoğan’ın tüm dünyanın gözleri önünde işlediği suçlardan kaynaklı yargılanması için, harekete geçmeye çağırıyoruz.
Paris’te alçakça katledilen Saralar’ın, AKP’nin suç örgütü olarak sahaya sürdüğü DAİŞ eliyle katledilen Ezidî kadınların, çıplak bedeni sokaklarda sürüklenen Ekin Wan’ın, Gezi direnişinde, Suruç’ta, Ankara’da, Diyarbakır’da katledilenlerin, cenazesi günlerce sokak ortasında bekletilen Taybet Ana’nın, evinde vurulan Dilek Doğan’ın, Kader Ortakaya’nın, savaş uçaklarının Güney Kürdistan’da katlettiği Solin bebeğin, Mexmur’da Türk savaş uçaklarının saldırısıyla can veren 73 yaşındaki Asya ananın, Cizre bodrumlarında yakılarak katledilen Berjinler’in, Rojava’da suikastle hedef alınan Hevrin Xelef’in, Efrin’de kaçırılarak katledilen Medya Khalil’in ve ismini sayamadığımız daha nice kadınların, hapishanelerde politik tutsak kadınlara reva görülen özel cinsiyetçi işkence metotlarının, cinsel istismara maruz bırakılıp dünyaları karartılan çocukların hesabını soruyor, diktatör Erdoğan yargılansın diyoruz!