YA BARBARLIK YA SOSYALİZM!

Enternasyonal Proletaryanın Önderleri; Vladimir Lenin, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht Mücadelemizde Yaşıyor!

Dünya halkların üç seçkin komünist militanı; üç seçkin siyasal/örgütsel önderi; yaşamını devrime adamış, Vladimir Lenin, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i  özlemle anıyoruz.

Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht‘in Alman devleti tarafında 15 Ocak 1919’de  alçakça katledilişlerini nefretle kınıyoruz. 21 Ocak 1924’de  hayata gözlerini yuman Marksizm Leninizm bilimin ustası Vladimir Lenin‘i saygıyla anıyoruz.

LLL’leri (Lenin, Luxemburg, Liebknecht) anmak için her sene on binlerce devrimci,  Rosa ve Karl mezarında buluşuyorlar. Katledilmelerin üzerinde 102 sene geçmesine rağmen bu coşku devam etmektedir. Çünkü onların kısa süreli yaşamı; devrim ve sosyalizm uğruna yaşamları, Dünya işçi sınıfı ve emekçiler tarafında unutulmayacaktır.

Birinci Dünya Savaşı emperyalistler arasındaki savaştı;  kimler dünya pazarlarında aslan payı kapar mücadelesi sürerken, savaşın kitleler üzerinde bıraktığı, açlık, yoksulluk, yıkım altında ezilen kitlelerin savaşa karşı mücadelesinde yükseliyordu. Ya devrimler savaşı önler ya da savaş devrimleri yaratır sözü, büyük usta Lenin önderliğinde SSCB topraklarında gerçek olgu haline gelmiş, sırada Avrupa bekliyordu.

Avrupa’da devrim kasırgası her tarafa vuruyordu, savaş yıkıntıları altında, Avrupa’nın çoğu ülkelerinde işçi ve emekçilerin isyanı başlamıştı. Rusya‘da gerçekleşen şubat devrimi ve akabinde işçi sınıfını kurtuluşa götüren ekim devrimi, Avrupa‘daki devrimi tetikliyordu. Sömürü, baskıdan kurtulmanın mücadele  yolunu işçi sınıfına gösteriyordu.

Alman burjuvazisi birinci dünya savaşının faturasını işçi sınıfına kesmişti; açlık, yoksulluk, toplumun tüm kesimlerinde kol geziyordu.  Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in haykırdığı, ‘Ya emperyalizm ya sosyalizm! Ya savaş ya devrim! Üçüncü bir şey yoktur!’ sloganları sokaklarda yankılanıyordu.

Sınıf mücadelesi keskinleşmişti, devrim ile karşı devrim arasındaki çelişkinin çözümü savaşla devam ediyordu. Karşı devrimin silahlı güçleri, devrime saldırıyordu. Tutsak olan Rosa ve Karl halkın mücadelesi sonucu, önce Karl ve akabinde Rosa tahliye oldular. Karl parlamento kürsüsünde halkı devrime çağırıyordu. Karl Liebknecht, silahlarınızı kendi burjuvazinize çevirin diyordu.

2. Wilhelm iktidarına karşı her tarafta işçi eylemlikleri yükseldi. Takvimler1918 Kasım‘ı gösterirken, Alman devrimine katılan yüzbinlerce işçi “kahrolsun savaş”, “kahrolsun hükümet” sloganıyla, Kiel, Hamburg başta olmak üzere Almanya’nın diğer alanlarında iktidara karşı ayaklandılar. Karl Liebknecht; Berlinde sosyalist cumhuriyet ilan etti.

4 Kasım  1918‘de Kiel’de burjuvazi yenilmiş, işçi ve asker konseyi kuruldu; yönetimi işçi ve askerler eline aldılar. Kısa bir süre içinde devrim ayaklanmasına önderlik eden İşçi ve askeri konseyi; Lübeck, Brunsbüttel’e daha sonra da Altona, Bremen, Bremenhaven, Cuxhaven, Flensburg, Hamburg, Neümünster, Oldenburg, Kensburg ve Rostock şehirlerinde İşçi ve askeri konseyi kurdular.

Münih’de de İşçi, Asker ve Çiftçi Konseyi halkın örgütlülüğü sonucu kuruldu.  Karl Liebknecht, ayaklanan işçi ve askerler arasındaki koordinasyonu sağlayan kilit kişiydi.

Gelişen devrim hareketine önderlik yapacak Spartaküstlerın kadroları zayıftı. Birinci Dünya Savaşı öncesi Alman işçi sınıfı önderlerinde, Karl Kautsky ve ekibi Alman devletin savaş bütçesine yana tavır aldıkları için, Rosa ve Karl ile yolları ayrılmıştı. Bu durum işçi sınıfının bölünmesine yol açtı. Ayrıca devletin silahlı gücü, devrim güçlerine tüm gücüyle saldırıyordu; kokuşmuş ceset olan sosyal demokrasi karşı devrim cephesi yanında yer almıştı, Alman sosyal demokrasinin ihaneti;  Rosa ve Karl önüne daha zorlu görevler koymuştu. Devrimin iki önderi omuzlarına büyük davanın ağır görevleri koymuştu.

Devletin tutuklamaları, sindirmeleri, Rosa ve Karl’ın komünist mücadelesi ve devrime önderlikleri önünde engel oluşturmuyordu. Rosa ve Karl’ın önderlik ettiği, grevler, yürüyüşler, silahlı ayaklanmalar işçi sınıfın iktidarını kurulmasıyla   taçlanıyordu.  Düşmana son darbe vurulması an meselesiydi.

Devrimde korkan, sosyal demokratlar ve devrimin dönekleri aralarında uzlaşarak devrimin önünde set oluşturdular. Alman proletaryasını önderlikte yoksun bırakmak,  devrimin silahlı güçlerini bastırarak, devrimci iktidarı yok etmek için devrimin önderleri, Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht 15 Ocak 1919’de  vahşice Alman devleti tarafında katledildi. Öndersiz kalan devrim güçleri süreç içinde bastırıldı. Rosa Luxemburg, Karl Liebknecht’in ölümü, dünya komünist hareketi başta olmak üzere Alman devrimi için en büyük yenilgi oldu. Alman devriminin yenilgisi, Avrupa’da gelişen sosyalist mücadeleninde yenilgisinin ilki oldu.

Rosa’nın kadın mücadelesi üzerine yazdığı ve arkasında bıraktığı teorik ve siyasal miras kadın mücadelesinin elde ettiği kazanımlar halen tazeliğini korumaktadır.

Dünyanın her köşesinde, SUSMUYORUZ, KORKMUYORUZ, İTAAT ETMİYORUZ! ayağa kalkan kadınlar, son dönemde ME TOO eylemliliklerle egemenler sınıfını korku ve paniğe sürüklemiştir; asırlardan beri aynı mücadele içinde ki, sınıf kardeşi olan erkek cinsin kadına karşı baskısını haklı biçimde de hedeflemiştir. Bugün kadın mücadelesinin geçmiş tarihsel anıları içinde Rosa en önde durmaktadır. Kadın hareketi içinde o hep bir kadın isyandır.

Özelikle başı dik duran ‘asi bir kadın‘ olarak, görüşlerinde taviz vermeyen, teorik ve ideolojik sorunları: Kadın sorunu, demokrasi sorunu, UKKTH sorununda farklı düşünceleri dünya komünist hareketi içinde aktif savunmuştur.

Onların bize bıraktığı onurlu mücadelelerini gururla taşıyoruz, taşıyacağız! 

Vladimir Lenin, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht Ölümsüzler!

 Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

VARDIK VARIZ VAROLACAĞIZ!

ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu)

ADKH (Avrupa Demokratik Kadın Hareketi)

SYM (Socialist Youth Movement)

Share