Jina Amini “Jin,Jiyan, Azadi”

Jina Amini’nin ahlak polisi tarafından katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti. Kadın, yaşam, özgürlük sloganıyla ayağa kalkan kadınlar ve halk dünyaya İran’da kadınların yaşamlarına müdahalede sınır tanınmadığını Jina Amini’nin ölümüyle bir kez daha haykırdılar.

İran’da sıkı güvenlik önlemleri adı altında polis sokağa çıkmak isteyenleri ve özellikle de Jina’nın ailesi ve yakınlarına anmaya katılmamaları için baskı uyguladı. Jina’nın babası gözaltına alındı ve ardından ev hapsi verildi.

İran’da kadınların öncülüğünde başlayan bu ayaklanma 1979’dan beri en büyük gösterilere sahne oldu. Devlet en katı kuralları uyguladı binlerce insan tutuklandı, yaralandı, onlarca insan öldürüldü veya sonrasında asıldı.

Kadınlara yönelik sistematik baskılara karşı “kadın, yaşam, özgürlük” sloganı sadece İran’da değil dünyanın birçok ülkesinde karşılık buldu ve protestolar yapıldı. Jina Amini’nin öldürülmesinin birinci yıldönümünü nedeniyle İngiltere, Almanya, Fransa, Avusturya, Türkiye, Kürdistan, İsviçre gibi birçok ülkede de kadınlar sokaklara çıktılar.


Avrupa Demokratik Kadın Hareketi yayınladığı açıklamada;
“45 yıldır iktidarda olan molla rejimin uyguladığı baskı Afganistan’da Taliban’ın, Türkiye’de AKP iktidarının kadınlara ve LGBTİ+’lara uyguladıkları baskıyla bazı özgünlükler olsa da aslında aynı. Kadınlar ve halklar ayrı coğrafyalarda fakat aynı koşullarda yaşıyor. Dolayısıyla Gericiliğe karşı çıkmak, erk-egemen dünyada kadın olmak mücadelenin adı oluyor” derken, 8 Mart Kadın Örgütü (İran-Afganistan) yayınladığı bildiride;
“Son iki ayda Mahsa ayaklanması ve üniversite öğrencilerinin ve öğretim üyelerinin işten çıkarılmasıyla teyid edildi. Rejimin korkusu ve çaresizliği, kadınların zorunlu başörtüsüne karşı mücadelesinin yaygınlaşmasında ve bu mücadeleye katılan erkeklerin sayısının artmasında da görülüyor. Rejim, bu mücadelelerin kendi sonunu daha da yaklaştıracağından her zaman korkuyor. Halkın birçok farklı cephede mücadelesini yoğunlaştırdığı, büyük değişim potansiyeli taşıyan böyle bir durumda, Batılı emperyalistler, İslam rejimiyle bazı çelişkilere rağmen gerçekte (sözde değil) İslam rejimini desteklemektedir. Onların tercihi, İslami rejimi iktidarda tutmak ve insanların mücadelesinin derinleşerek İslami rejimin yıkılmasına engel olmaktır.
İslami rejim yetkilileriyle aleni ve gizli toplantılar yapıp onlara sosyal yardımlar vermelerinin ve üzerlerindeki ekonomik baskıları azaltmalarının nedeni budur.
Mahsa ayaklanmasında halkın mücadele ettiğine ve özellikle kadınların kararlı mücadelesinin devrim ve radikal değişim mesajını beraberinde getirdiğine şüphe yok. Mücadeleler kararlı bir amaç ve daha radikal sloganlarla derinleştikçe, devrimci örgütlülükle daha fazla kadın mücadeleye katıldıkça, bir yandan daha fazla kadın gücü, diğer yandan da halkın süreci geçirme mücadelesi gücü ortaya çıkacak, devrim güçlendirilecek ve sağlamlaştırılacak.”


telegram_video

 

Share