”…Sesimi, seslerini duyuramayanlar için yükseltmeye çalışıyorum”

Bu sene Nobel Barış Ödülünü Kailash Saytarthi ile paylaşan Malala Yousafzai ”…sesimi, seslerini duyuramayanlar için yükseltmeye çalışıyorum” diyerek genç yaşta dünya kamuoyuna sesini duyurdu.

2012 senesinde okuldan eve dönerken Taliban’ın saldırısına uğrayan Malala, başından ve boynundan vurulmuştu. 6 gün Ravalpindi kentindeki askeri hastanede tedavi gördüken sonra durumunun ciddiyetini koruması nedeniyle Birleşik Arap Emirliklerince İngiltereye götürülen Malala’nın ‘sesini duyurma’ serüveni böylece başladı.

Dünya kamuoyunun ilgisini çekmeyi başaran Malala kadın hakları ve eğitim konusundaki aktivistliğiyle ve özellikle ülkesi Pakistan’da Taliban tehdidine rağmen kızların okuması için yürüttüğü kampanyalar nedeniyle sembol isim haline geldi.

Batı medyası Malala’yı sadece müslüman bir feminist olarak lanse ederken, geçen sene Pakistan’da düzenlenen ulusal marksist yaz okulunda yolladığı mesajda Malala, Pakistan’da gericilik ve sömürünün zincirlerinden kendilerini sadece sosyalizmin kurtarabileceğini söylüyordu. Daha önce de ABD’ye götürülen Malala, Obama’yla buluşturulmuş, batı medyası tarafından mücadeleci kimliği geriye atılarak şu ana benzer bir kimlik yaratılmaya çalışılmıştı.

2014 Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yousafzai’nin daha önce kendi ülkesinde verdiği mesajlar şöyle:

“Sosyalizmin tek çözüm olduğu kanaatindeyim ve tüm yoldaşları bu mücadeleyi muzaffer bir sonuca çıkarmak için teşvik ediyorum. Bizi gericilik ve sömürünün zincirlerinden yalnızca bu kurtaracaktır”

”Bir devrimci ve Marksist olduğumu gururla söylüyorum. Tüm düşmanlarımız ve dostlarımız başarımızı görmektedir. Belki bir devrim gerçekleştiremeyiz fakat Bolşeviklerin yaptığı gibi bu gayemizi bir zafere dönüştürebiliriz.”

Kaynak:Kimya Oskay / İleri Haber

Share