adkh_s tarafından

Dersim Demokratik Kadın Hareketi 25 Kasım çalışmalarına başladı

Kasım 9, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

Dersim Demokratik Kadın Hareketi (DKH) yaklaşan 25 Kasım Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü sebebiyle Dersimli kadınlarla biraraya geldi

DERSİM (09.11.2013)- DKH ‘nin çağrısıyla bugün 25 KasımKadına Karşı Şiddetle Mücadele Günü sebebiyle Dersimli kadınlarla bir toplantı yapıldı. Saat 12.00 ‘de bir araya gelen kadınlar önce kısa bir film gösteriminin ardından yaklaşan 25 Kasım ile ilgili fikir alışverişinde bulundu.

  21. Yüzyıl ‘da kadın hala sömürülüyor

Ülkemizde kadının durumuna değinilen toplantıda günümüz koşullarında kadının hala şiddet görmesinden kaynaklı 25 Kasım’ın kadınlar için ayrı bir anlam ifade ettiği dile getirildi. Kimisi kocasından, kimisi babasından, kimisi erkek kardeşlerinden şiddet gören kadınların  tacize, tecavüze maruz kaldıkları ve ne yazık ki bunun çoğu kesimlerce ‘normal’ ve ‘alışılmış’ bir şekilde deklare edildiği vurgulandı.

   “Savaşan kadın özgürleşen kadındır”

“Kadınlar sadece 25 Kasım, 8 Mart gibi günlerde yan yana gelip birliği sağlayıp diğer günlerimizde alışıla gelmiş kadını ötekileştiren ikinci planda tutan zihniyete karşı mücadele etmediğimiz sürece biz mücadelemizde başarılı olamayız. Her gün 8 Mart, her gün 25 Kasım düşüncesi ile ve ‘’savaşan kadın özgürleşen kadındır’’şiarıyla kadını ötekileştiren, kadını ikinci plana atan her türlü zihniyete karşı savaşmalı ve kendi emeğinin bilincinde olmalıyız” diyen DKH 25 Kasım’da kadınları kadına karşı şiddetle mücadele etmeye çağırdı.

Share
adkh_s tarafından

ADKH, İsviçre’de Radyo Lora’nın programına katıldı

Kasım 16, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

Avrupa Demokratik Kadın Hareketi (ADKH)’nin “Cinsel sömürüye sessiz kalma, diren, mücadele et” şiarıyla fuhuşa karşı örgütlediği kampanyanın tanıtım faaliyetleri, İsviçre’de Radyo Lora’nın programına katılım gösterilerek devam ettirildi.

İSVİÇRE (16.11.2013)- Avrupa Demokratik Kadın Hareketi(ADKH)’nin, “Cinsel sömürüye sessiz kalma, diren, mücadele et” şiarıyla fuhuşa karşı örgütlediği kampanyanın tanıtım ve faaliyetleri İsviçre’de de devam ediyor.

11-ADKHIsvicredeRadyoLora İsviçre Demokratik Kadın Hareketi, İsviçre’de yerel yayın yapan Radyo Lora’nın 30. Yıl dönümü kutlamaları çerçevesinde kampanyasını canlı yayına katılarak tanıttı. 14 Kasım Perşembe günü saat 20.00’de başlayan program bir saat sürdü. Program boyunca, ADKH temsilcileri, ADKH’nın amaçlarını, neden bu kampanyayı örgütlemeye ihtiyaç duyduklarını, kampanya bağlamında hedeflerini ve ne yapmak istediklerini açıkladı.

Programda kampanyanın hedefleri dile getirildi

Radyo Lora’daki söyleşide ADKH, kampanyaya dair şu bilgileri verdi:

“Kampanyamız babında, cinsel sömürü üzerinden fuhuşu gündem almamızı, ahlaki olarak değerlendirenler de ve bu kaygılarla mı çalışmayı ele aldığımızı soranlarda mevcut. Biz aksini düşünüyoruz. Fuhuşa zaten ahlaki değerler ve yasalarla meşruluk kazandırılmış. Bizlerin tepkisi kesinlikle fuhuş içinde yer alarak bedeni ve ruhu sömürülenlere değil, aksine toplumun ilk gördüğü onlar, biz onları ötekileştiren bu sorunun kaynağı olarak gören ikiyüzlü, ahlaki anlayışa karşı toplum ve devletlerin bundaki rolünü ortaya çıkarma amacındayız. Ve bu yüzden yeni kavramlara ihtiyacımız olduğunu düşünüyoruz. Mesela; fahişe, seks işçisi, seks kölesi üzerine tartışılması gerekiyor, çünkü hepsi bir anlayışı ele alıyor. Fahişe; kadını ötekileştiren, seks işçisi ise bunu meşrulaştıran, normalleştiren bir kavram olarak karşımıza çıkıyor. Seks kölesi ise, kendi bedeninin tasarruf hakkının başkasına sunulması ve bu durumun sorunlu olduğu yaklaşımını veriyor. Bu yüzden kavramları da tartışıyor, tartıştırıyoruz.”

30.Yıl dönümünü kutlayan Radyo Lora’nın, ADKH ile söyleşisine program akışı içinde İsviçre Demokratik Haklar Federasyonu ( İDHF) adına da telefonla bağlanılarak kampanyayla ilgili değerlendirmeler yapıldı.

3F; Futbol, Festival ve Fuhuş!

ADKH adına programa katılan, İsviçre DKH temsilcileri şunları söyledi: “Kapitalist ülkeler sırtını dayadığı 3F, yani Futbol-Festival-Fuhuş sektöründe kadınları pazara savurabilecekleri tüm alanları kullanmaktadır. Fuhuş, geçmişin tapınaklarından günümüzün genelevlerine sınırlı kalmamıştır. Gün geçtikçe hızla büyüyen, hayatımızın her alanında karşımıza çıkan cinsel sömürünün ön adımları olan, şiddeti, tacizi, tecavüzü ve her türden baskılanmayı reddetmek, bunlara karşı ortak tavrı geliştirmek adına, bu çürüyen ve kendisiyle beraber tüm insanlığı çürüten sistemi teşhir etmekle sınırlı kalmıyoruz. Topluma sıradan, olağanmış gibi kanıksatılan alışılagelmiş zihniyeti mahkum etmek ve insanlarda- toplumlarda oluşturulacak duyarlılaştırma kampanyaları ve yasal düzenlemeler üzerinden bunların takipçisi olmayı önemsiyoruz. Kurumlar arası ilişkileri geliştirip eylem birliktelikleriyle sesimizi, perspektifimizi var etmek önümüzde önemli bir görev olarak duruyor. Kadın, erkek, LGBT bireyler, herkesi duyarlı olmaya ve kampanyamızı sahiplenmeye çağırıyoruz.”

Share
adkh_s tarafından

Her türlü şiddetinizle barışmayacağız

Kasım 20, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

’’Haklı Olan Her Şey İçin Savaşmaya Devam Edeceğiz’’

ADKH (20.11.2013) Geçmişten günümüze binlerce yıldan beri güçlü olabilmek ve hükmetmek için gerek bireylerin,  gerekse de toplumsal  sistemlerin başvurdukları    zor araçlarından biri de  şiddet olmuştur.

09-HerTürlüSiddetinizleBarismayacagizBu zor aracı, ezen ve ezilen ilişkisinin olduğu toplumsal sistemlerde her  türlü siyasi ekonomik, örgütsel ve askeri gücü elinde bulunduran sınıflar tarafından, kendi çıkarlarına uygun şekilde bilinçli ve sistemli olarak kullanılmaktadır. Bu şiddetin bir yüzünü doğaya  karşı tahribat oluştururken diğer yüzünü ise kitlelere karşı uygulanan ekonomik, fiziksel, cinsel, psikolojik baskı oluşturuyor. Şiddet bir siyaset haline getirilerek özellikle kadın üzerinden toplumsal (sosyal) cinsiyet rolleri ile  dizayn ediliyor.

Egemenler varlıklarını devam ettirmek ve halklara uyguladıkları şiddeti meşrulaştırmak için kendi   ideoloji ve anlayışı çerçevesinde tüm  kurumlarıyla   hayatın olduğu her yerde  şiddeti  kitlelere kanıksatmış ve bu sayede devlet ve şiddet olgusunu manipüle ederek  görünmez kılmıştır. Şiddet olgusunun en alt çemberinde bulunan kadınlar ve çocuklar ataerkilliğin en mağdur  bireyleri olarak karşımıza çıkıyorlar. Kadınlar sosyal cinsiyet rolleri sonucu toplumda değişikliğe  neden olacak   kararlar verme yetkisi olmayandır. Çocuk doğurmama hakkı olamaz ve dolayısıyla kürtaj bütün ülkelerde  din olgusu üzerinden tartıştırılarak ‘günah’ görülür. Bu ‘günah’ devletlerin genç nüfus isteyip istememelerine göre rol oynarken kadını zorla kısırlaştırma ‘günah’ görülmez. Kadına ve erkeğe doğuştan verilen ve yaşamları boyunca hep karışılaşacakları bu sosyal roller iki taraf açısından şiddeti benimsemeye götürür.

Türkiye gibi erkek egemen sistemin (patriarkal)  ağır yaşandığı bir ülkede, sosyal  cinsiyet eşitsizliği ve bunun ağır sonucu olan kadına yönelik şiddet iktidar tarafından değişik başlıklar altında topluma kabul ettirilmeye çalışılıyor. Kadının kaç çocuk doğuracağı, ailenin kutsallığı, evlilik dışı çocukları ötekileştirmesi, ‘flört fahişeliktir’ açıklamaları ile dünden bugüne taşınan bu politika  ‘kızlı erkekli’ evlere baskın yaparak toplum ahlakına ayar verme siyaseti   bize göre bugüne kadar  kazanılan tüm hakların yeniden tartışmaya açması anlamını taşır.

Yine kadına yönelik cinsiyetçi şiddet ‘’demokrasi ve insan haklarının beşiği’’olarak gösterilen Avrupa’dada küçümsenmeyecek bir seviyededir.Abartısız Avrupa’nın her ülkesinde gündelik olarak kadınların karşılaştığı cinsiyetçi şiddetin tecavüz, cinsel taciz,  işyerinde, eğitim kurumlarında ve başka yerlerde sarkıntılık ve cinsel zorlama dâhil toplum içinde meydana gelen fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddet, kadınların alınıp satılması ve fahişeliğe zorlanması gibi  biçimleriyle sıklıkla karşılaşılmaktadır.Bu cinsiyetçi siddetin özelikle kadının cinsel meta olarak kulanılması ve bu yönlü oluşturulan çetelerin kadını zorla seks kölesi haline getirilmesine Avrupa devletleri önemli oranda göz yumakta,bu şebekeleri el altında teşfik etmektedir.

Şiddetin başka bir biçimi olan ve  erkeğe ayrıcalık tanıyan militer siyaset,  kadının savaştaki erkeği ‘vatan, savaş ve kahramanlık’ üzerinden   desteklemesi yine kadına  biçilen rollerden biridir. Emperyalist savaşların parçası olan   fuhuş   Tunus’tan Suriye’ye  ‘’ cinsel cihat’’ adı altında   kadın bedeninin yeni pazarı olarak basına yansıdı. Üçüncü  büyük kar sektörü  diye geçen ve  dört kıtada  kapitalizme hizmet eden  bu pazar, kadını ve erkeği özgür bireyler olmaktan çıkarıp satın alınan  ve sahip olan ‘modern’ çağın modern köleleri haline getiriyor. Kadına yönelik cinsel şiddet, kadın bedeninin metaya dönüştürülmesi başlı başına bir şiddet olgusuyken aynı zamanda bu sektörde çalışan  bireylerin  fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kalmaları buz dağının sadece görünen yüzüdür.

Kızlı erkekli  ‘bu daha başlangıç mücadeleye devam’  şiarıyla eşitsizliğe karşı  Gezi parkında siyasetin dilini ataerkillikten çıkarıp kendi siyaset dilini, kültürünü  ve tarzını yansıtan kadınlardan   Rojava’da   alt kimlikle ötekileştirilen, yok sayılan bir ulusun kadınları  ayaklandı özgürlükleri için. Uzun bir sessizlikten gelen  kadın mücadele tarihi ile bir köprü kurdu.  Kollontay’dan, Kurupskaya’ya, Olga’dan Roza’ya    kadına yönelik  şiddete karşı  mücadele ve uluslar arası dayanışma günü olan  bugüne adını veren   Mirabel kardeşlerin ‘’(…) haklı olan her şey için savaşmaya devam edeceğiz’’ sözleri  bizleri yüreklendirmeli.

Kadına Yönelik Şiddete Karşı Örgütlü Mücadeleyi Yükseltelim!

Gelecek Ellerimizdedir; Elini Ver Sesini Kat Geleceğe Yürüyelim!

AVRUPA DEMOKRATİK KADIN HAREKETİ

Kasım 2013

Share
adkh_s tarafından

ADKH 25 Kasım’da Hamburg’da sokaklardaydı

Kasım 22, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

01-hamburg2013-2

Ortak Kadın Platformunun düzenlediği gösteride kadınlar bir kere daha şiddetinizle barışmayacağız diyerek sokakları doldurdular.

01hamburg2013-3

Share
adkh_s tarafından

İstanbul Kadın Dayanışması Kadıköy’de eylem yaptı

Kasım 24, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

İstanbul Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü  “Kadın Düşmanlığına, Şiddete, AKP’ye Meydan Okuyoruz” pankartıyla Kadıköy Altıyol’da toplanan kadınlar Beşiktaş İskelesi’ne yürüdü

HABER MERKEZİ (24.11.2013)- İstanbul Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla “Kadın Düşmanlığına, Şiddete, AKP’ye Meydan Okuyoruz” pankartıyla Kadıköy Altıyol’da toplanan kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü vesilesiyle kadın cinayetlerine dur diyerek Beşiktaş İskelesi’ne yürüdü.

05-IstanbulKadinDayanismasi

Yürüyüş sırasında kadınlar “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “5 çocuk değil iş istiyoruz” , “Kadın düşmanı AKP istifa” sloganlarını attı.

Katliamların hesabını soracağız

İskelede İstanbul Kadın Dayanışması tarafından yapılan açıklamada, Rojava’da çetelerin Kürt kadınlarına yönelik katliam ve tecavüzlerine dikkat çekilerek  şu ifadeler kullanıldı:”Bizler, kadın katliamlarının hesabını soracağız, hukuksuz yargılama süreçlerinizin takipçisi olacağız, bizleri eve hapseden erkek egemenliğine mahkûm eden yasalarınıza itaat etmeyeceğiz, bizden gasp etmeye çalıştığınız hayatlarımızın ve haklarımızın sonuna kadar peşinde olacağız. Bu topraklarda yaşayan kadınlar olarak eşitlik ve özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz. En korktuğunuz yerde, sokaklardan meydan okuyoruz, sokakları terk etmeyeceğiz. Buradan Başbakan’a sesleniyoruz: Bedenimizden, emeğimizden, hayatımızdan, kılık kıyafetimizden, kızlı erkekli oturmamızdan sana ne.”

Share
adkh_s tarafından

Cinsel Sömürüye karşı Diren Mücadele Et Paneli yapıldı

Kasım 26, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

Frankfurt (26.11.2013) ADKH; Cinsel Sömürüye karşı Diren Mücadele Et!  Sloganıyla başlatmış olduğu  kampanyanın bir parçası ve aynı zamanda kadına yönelik şiddete karşı mücadele ve uluslar arası dayanışma günü vesilesiyle Almanya Frankfurt kentinde ilk panelini düzenledi.

Panele LGBTT İstanbul Temsilcisi Cirüsk (Kıvılcım) Arat, Almanya’da Sosyal Pedagog  Seyhan  Taşdemiroğlu ve ADKH Temsilcisi katıldı.

Fuhuş sektörüne bakış açısı, Fuhuş, seks işçiliği ve köleliği ,  ataerkillik kavramları, aile ve ahlak tanımları, LGBTT’lere bakış açısı ve yaşadıkları sorunlar, göç ve fuhuş  konuları ele alındı.

Her Türlü Şiddetiniz ile Barışmayacağız

02-Cinsel_Somuruye_karsi-1Avrupa Demokratik Kadın Hareketi temsilcisi, kadın mücadelesi için  neden böyle bir kampanyaya ihtiyaç duyduklarını amaç ve hedeflerini anlatan sunumundan sonra kutsal fahişelikten bugüne uzanan tarih, toplumsal bakış açısı ve bugün  dünyanın üçüncü kar sektörü haline gelen insan (beden) ticaretine karşı  mücadele yöntemlerini aktardı.  ‘’ Bu kampanya ile amacımız gözler önünde olan ama görülmeyen boyutu göstermek istedik. Fuhuşu  gönüllü yada zorla yapan kadını ötekileştirmeden  çözümü veya ortadan kaldırılması noktasında ne kadar aciliyet  taşıdığını birlikte tartışalım istedik. Cinsel Sömürüye Sessiz Kalma Diren Mücadele Et şiarıyla kampanyamızı başlattık. Ve cinsel sömürünün bir kısmı olan, bedenlerin metalaştırıldığı fuhuşu ön plana çıkardık. Ama vurgulanması gerekir ki, cinsel sömürü  sadece  fuhuş alanında değildir. Kadın bedeninin medyada sunuluş biçimi, pornografik içerikli reklam panolarında obje olarak kullanılması ve bunu normal olarak gösterilmesi de cinsel sömürüdür’’  vurgusunda bulundu.

Patronsuz Pezevenksiz Bir Dünya İstiyoruz!

LGBTT temsilcisi  Cirüsk  (Kıvılcım) Arat ;  bu sorunları konuşurken  ataerki ve patriarkal tartışılmadın geçilemeyeceğini vurguladı. Ancak günün özgünlüğünden dolayı esas sunumunu  genel anlamda translara uygulanan şiddet,  devlet şiddeti  ve LGBTT’lilerin yaşadığı  sorunlar, maruz kaldıkları saldırı ve cinayetlerin  sistem  ve hukuku aracılığıyla nasıl cezasız bırakıldığını vurguladı.

Cirsük (Kıvılcım) Arat  daha sonra şöyle devam etti  ‘’ toplumsal yaşamın tüm kapılarının kapandığı bir alanda geriye tek bir seçenek kalıyor (biz bunun başına zorunlu kelimesini koyuyoruz) oda zorunlu seks işçiliği. Peki bu toplumsal yaşamın tüm kapılarını kapatanlar kimler; genel ahlakın iki yüzlü bekçileri yani erkekler, erk sistemidir.. Şimdi artık şiddete karşı ses çıkarırken bir kez daha düşünmek gerektiğine inanıyorum. Zulmün, katliamın ve acının hayatın birer parçası olduğu bir coğrafyada özgürlük, adalet, hak temelli arayışların toplumun tüm kesimleri için olmalıdır. Çünkü bir kesime uygulanan şiddet dönüp dolaşıp toplumun tüm kesimlerini vurur. O şiddet dönüp dolaşıp kadınları, LGBTT bireyleri, Kürde, Alevi’ye,  devrimciye, Romen’e, Çerkez’e, Laz’a ulaşıyor. Ve bir bakıyorsunuz ki yaşadığımız coğrafyanın her yeri şiddetle iç içe. Patronsuz ve pezevenksiz bir dünya istiyoruz,  yani sınıfsız bir dünya istiyoruz.Yaşamak istiyorsak örgütleneceğiz.’’

Kapitalizmi ayakta tutan militarizmdir

02-Cinsel_Somuruye_karsi-2Seyhan Taşdemiroglu: ‘’Irkçılık Şovenizm ve militarizm kapitalizmi ayakta tutuyor. Bir kadının toplumda tek başına yaşama ve ayakta durma özgürlüğü vardır. Kadına günümüzde değersiz damgasını  kapitalist olan egemen ataerkil sistem tarafından vuruluyor. Erkek egemen toplumun temel noktalarından bir tanesi kapitalizm ve onu  ayakta tutan sistemlerden biride militarizmdir. Bunun 4. sütun noktası ise kadın sömürüsüdür. Bu durumda kapitalizm, ırkçılık ve sekssizim ortaya çıkıyor. Bu üç nokta koloniyel  kapitalist anlayışın ırkçı şovenist düşüncenin sonucudur. ‘’ şeklinde ifade etti.

Panel soru ve  fikirlerin beyan edildiği ve farklı tüm fikirlerin özgürce ifade  edildiği  tartışma süreciyle  sonuçlandırıldı.

Share
adkh_s tarafından

Kadına Yönelik Şiddet Devam Ediyor, İsyan Büyüyor!

Kasım 26, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

Zürich (26.11.2013) İsviçre Demokratik Kadın Hareketi ve Yeni Kadın’in örgütleyicisi oldugu, 25 Kasım “Kadına Yönelik Şiddet” günü ile ilgili, aynı gün Isviçre’nin Zürich Kantonu’nda, Paradeplatz’da saat 18:00’de yogun bildiri dağıtımı yapılarak, kısa bir açıklama okundu. Her iki kurum “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet” günüyle ilgili kendi açıklamasından belli kesitler okudu.

03-KadinaYonelikSiddetAçıklamanın ardından ayrıca, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin, geçtigimiz Eylül ayında “Cinsel Sömürüye Sessiz Kalma, Diren, Mücadele Et” şiarıyla başlattığı kampanyasıyla ve Yeni Kadın’in da “Ev İçi Emegi ve Esnek Çalışma Sistemi” şiarıyla başlattığı kampanyasıyla ilgili de bildiri dağıtımı da yapıldı.

İsviçreli kadın örgütleri de destek verdigi açıklamaya, “Keine Frau ist Illegal” (Hiçbir Kadın Illegal Degildir) pankartı açtı.

Share
adkh_s tarafından

Kadınların Taksim’deki yürüyüşüne polis barikatı

Kasım 26, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü’nde kadınlar sokaklara çıkarak eylem yaptı

HABER MERKEZİ (26.11.2013)- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Günü nedeniyle dün akşam Galatasaray Lisesi önünde bir araya gelen 25 Kasım Kadın Platformu üyesi yüzlerce kadın, erkeklerin ve devletin kadınlara uyguladığı şiddeti protesto eden bir eylem gerçekleştirdi.

Polis kurduğu barikatla yürüyüşü engelledi

04-KadinlarinTaksimYuruyusuGalatasaray Lisesi önünde Türkçe ve Kürtçe “Erkek Devlet Şiddetine Karşı İsyandayız” yazılı pankartı açan kadınlar yürümek isterken, polis TOMA’larla barikat kurarak yürüyüşü engelledi. “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” , “Her yer Taksim her yer direniş” , “Polis defol, bu sokaklar bizim” sloganlarıyla polisi protesto eden kadınlar, polis barikatı önünde eylem yaptı.

Alkışlar, sloganlar ve zılgıtlarla bir süre daha bekleyişini sürdüren Platform adına Kürtçe ve Türkçe olarak hazırlanan basın açıklamasının okunmasına geçildi. Açıklamada devletin ve erkeklerin kadınlara yönelik şiddetine dair örnekler verilerek, AKP ve Başbakan Erdoğan’ın kadın düşmanı politikaları ve açıklamalarına dikkat çekildi. Basın açıklaması şu ifadelerle devam etti: “AKP’nin evli-evli olmayan, çocuklu-çocuksuz, başı açık-kapalı, meşru-gayri meşru gibi ikiliklerle kadınlar arasında kurmaya çalıştığı hiyerarşiye karşıyız. Emeğimizin ucuzlaştırılmasına, yoksulluğumuzun artırılmasına, daha da güvencesiz, erkeklere daha bağımlı hale getirilmemize karşı çıkıyoruz.”

‘Yaşamımıza yönelik saldırılara karşın mücadelemiz sürecek’

Kadınların yaşamına yönelik saldırılara karşın mücadelenin sürdürüleceği belirtilen basın açıklamasında, son olarak şu ifadeler yer aldı: “Tacizci, tecavüzcü, kadın katili erkekleri ve onları koruyan erkek devleti her fırsatta teşhir edeceğiz. Bedenimizin, kimliğimizin, inancımızın, anadilimizin, cinsel yönelimimizin, emeğimizin, hayatımızın, haklarımızın, gasp edilmesine ve biz kadınların daha da ezilmesine yol açan cinsiyetçiliğe karşı mücadelemize devam edeceğiz.” Coşkulu geçen eylem Galatasaray Lisesi önünde çekilen halaylarla sona erdi.

Yapılan eylem sırasında “Yaşasın kadın dayanışması” , “Cinsiyetçi medya istemiyoruz”, “Öldüren sevgi istemiyoruz” , “Kadın cinayetleri politiktir” , “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” , “Jin jiyan azadi” , “Kadınlar artık susmayacaklar” , “Bir kere gittik Gezi’ye dönmeyeceğiz evimize” sloganları atıldı.

Share
adkh_s tarafından

Duisburg’da ‘’Kadına Yönelik Şiddete Hayır’’ Mitingi Gerçekleştirildi

Kasım 26, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

Duisburg (26.11.2013) ADKH(Avrupa Demokratik Kadın Hareketi), Kürt Kadın Hareketi, SOLWODi, Yeni Kadın, MLPD, Courage, TKSE, IGM,Ver-di kurumlarının ortak organize ettiği 25 kasıma yönelik “kadına yönelik şiddete hayır” mitingi saat 17.00 de Duisburg merkezinde gerçekleştirildi.

06-DuisburgKadinaYonelikSiddet-1Açılış konuşması ve söylenen marşla başlanan mitinge, katılımcı tüm kurumların konuşmalarıyla devam edildi. Konuşmalarda; cinselliğin metalaştırılması, savaşlarda kadının durumu, insan ticareti, kadınlara yönelik işyerlerinde mobbing  uygulamaları ve Suriye-Rojava’daki kadınların durumu ön plana çıktı.Yapılan tüm konuşmalarda kadın mücadelesinin ortaklaşması vurguları yapılarak,kadın dayanışmasının ön plana çıkması çağrıları yapıldı. Erkek egemen anlayışın her alanda kırılması ve emperyalist-kapitalist sistemin yarattığı şiddete karşı, kadının sözleyeceği sözün daha yüksek çıkması gerektiği belirtildi.

ADKH; kurduğu standla katıldığı mitingde, yürütmüş olduğu “Cinsel Sömürüye Sessiz Kalma, Diren Mücadele Et! “ kampanyasının broşürlerini ve 25 Kasım’a dair çıkardığı bildirilerin dağıtımını yaptı.

Miting; coşkulu sloganlarla ve kısa bir yürüyüşle sona erdi.06-DuisburgKadinaYonelikSiddet-2

Share
adkh_s tarafından

İnnsbruck’ta kadına yönelik şiddete karşı sempozyum

Kasım 26, 2013 de ANASAYFA adkh_s tarafından

Tirol Demokratik Kadın Platformu 22 Kasım cuma aksamı Innsbruck Üniversitesi’nde, Kadına Yönelik Her Türden Şiddete Son Sempozyumu’nu yaptı

İNNSBRUCK (26.11.2013)- Tirol Demokratik Kadın Platformu 22 Kasım cuma aksamı Innsbruck Üniversitesi’nde, Kadına Yönelik Her Türden Şiddete Son Sempozyumu düzenledi. Yeni kadın temsilcisi “Ev içi görünmez emeği görünür kıl”, ADKH temsilcisi “Fuhuşa ve çocuk pornosunu durdur, bedenimiz bizimdir” konu başlıklarında sunumlar yaptı. İstanbul LGBT Derneği Temsilcisi Kıvılcım Arat da ötekileştirilen LGBT’lerin genel sorunlarına değindi. Sempozyumun sonunda dinleyicilerden gelen sorular yanıtlanırken, yeni düşünceler de dile getirildi.

08-InnsburcktaKadinaYonelikSiddetFuhuşa karşı mücadele yöntemleri tartışıldı

Sesiyle sanatçı Ajda Varli de sempozyuma destek verdi. Fuhuşa karşı alternatifler ve Seks köleliği-İşçiliği kavramları üzerinde sıklıkla sorular yöneltilirken, ortak yapılan bu eylemin devamının getirilmesinin önemine dikkat çekildi.

Toplantıyı ortaklaştıran kurumların isimleri şöyle: Avrupa Demokratik Kadın Hareketi, Yeni Kadın, LIlith Innsbruck, Dersim eyaleti Doğa ve Kültür Derneği, Sosyalist Innsbrucklu Öğrenciler Derneği.

25 Kasım Pazartesi günü ise gerçekleştirilen sokak etkinliğinde 11-17.30 arası İnfostand 17.30’dan itibaren ise yürüyüş gerçekleştirildi. Bütün gün süren bu etkinlikte ise Avusturyalı gençlerin yoğun katılımı dikkat çekti.

Share