. tarafından

“Biz kadınız, güçlüyüz!

Ekim 11, 2022 de ANASAYFA . tarafından

Nihayet! 3. Dünya Tabandan Kadınlar Konferansı, birlik içinde, bilgiye susamış, tartışmaya hevesli ve zaferden emin katılımcılarla 3-9 Eylül 2022 tarihleri arasında Tunus’ta gerçekleştirildi. Yüksek profilli bir aktivist etkinliği, şenlikli bir açılış töreni, 31 atölye çalışması, zengin içerikli bir genel kurul, ilham verici kültürel akşamlar ve ortak bir kapanış genel kurulu ile “Biz kadınız, güçlüyüz” sloganı altında ruhları ve duyguları yükseltti. ”

42 ülkeden 93 delege ve 450 katılımcının yer aldığı konferans, Latifah Tamallah Kadın Komitesi’nin sıcak ev sahipliğinin yanı sıra kadın ve insan hakları örgütleri, sendikalar, kırsal kesim kadınları, Dünya Kadınları koordinatörleri ve dünyanın dört bir yanındaki sayısız aktivistten oluşan Tunus hazırlık komitesi tarafından yorulmak bilmeden yürütüldü.
Tüm bunlar, iktidar sistemleri ancak krizler içinde var olabilen bir dünyanın akıntısına karşı gerçekleşiyor: ekonomik krizler, siyasi krizler, çevresel krizler, gıda krizleri, burjuva mülteci politikalarının krizi, sağlık krizleri, borç krizleri…

Dünyanın pek çok bölgesi son on yıllardaki savaşlarla sarsılmış durumda. Ukrayna’daki savaş yeni bir nitelik olarak 3. dünya savaşı tehlikesini, her iki tarafta da haksız bir savaşın yol açacağı nükleer bir felaketi taşımaktadır. Bir felakete dönüşen ve varlığımızı yok eden küresel bir çevre krizine tanık oluyoruz.
Her ikisi de bunu tekrar tekrar gösteriyor: emperyalizm savaşa yol açıyor ve yaşam temelimizi yok ediyor. Amerika Birleşik Devletleri başlıca savaş kışkırtıcısı olmaya devam etmektedir. NATO ve tüm emperyalist güçler rekabetçi mücadelelerinde cesetlerin üzerinden geçmektedir. Burjuva kamuoyu manipülasyonu, Ukrayna savaşını dikkatleri başka odak noktalarından uzaklaştırmak için kullanıyor.
Aradaki bağlantıyı görüyoruz: Siyonist İsrail’in uluslararası hukuku hiçe sayarak Filistin’i işgal etmesi. Türkiye’nin Rojava’ya yönelik acımasız saldırganlığı ve 10 yıllık “kadın devrimi”. Dini fanatiklerin, cihatçıların, Taliban’ın Afganistan’daki kitlelere karşı terörü. Batı Sahra halkının kendi kaderini tayin hakkının ayaklar altına alınması. Afrika’nın özellikle neo-kolonyal sömürüsü.
Tüm bunlar dünya kadınları için ölçülemez acı, aşağılanma ve ıstırap anlamına gelmektedir: Kadın cinayetleri, cinsel şiddet, sünnet, çocuk yaşta evlilikler, göğüs uçlarının ganimet olarak kesilmesi, hamile kadınların karınlarının canlı canlı deşilmesi, kırbaçlamalar, mülteci ailelerin ölü bebeklerinin sahillere vurması, maçoluk, cinsiyetçilik, çocuklar da dahil olmak üzere fuhuşa zorlama, LGBT+’lara yönelik baskı ve cinayetleri duyuyoruz, Kürtaj reddedildiği için ölen kadınlar, emredilen, hedeflenen ve ödüllendirilen bir savaş silahı olarak toplu tecavüz, düşük ücretler, erkeklerle devam eden brüt ücret farklılıkları, kitlesel işsizlik, yaşlılık yoksulluğu, korkunç enflasyon, kuraklık ve seller, kadın direnişçilere ve kadın devrimcilere karşı hapis, terör ve işkence. Köylü bir kadının nasıl yaşadığını ve yaşam alanı olan Toprak Ana’nın yok edilmesini nasıl protesto ettiğini dinledik. Tüm bunlar, sadece “dünyanın geri kalmış bölgelerinde” değil, aynı zamanda sözde “zengin ve ileri ülkelerin” ortasında – tam da emperyalist egemenlik altında!
Bunlar, şiddetin en büyük ataerkil failleri olan feodal, kapitalist ve emperyalist ülkelerin devlet ve aile sistemi tarafından kadın kitlelerine yönelik ikili ve üçlü sömürü ve baskının, tüm iğrenç yüzleriyle cinselleştirilmiş şiddetin yüzleridir.
Bu nedenle tüm emperyalistlerin ülkelerimizden çekilmesini talep ediyoruz. NATO – ülkelerimizden defolun.

Dünyanın dört bir yanında kadınlar çevre suçlarına karşı mücadele ediyor. Toprak Anamızı kurtarmak isteyen tüm güçlerle işbirliği yapıyoruz.
Kadın işçiler ve köylüler, yerli kadınlar, çevreciler, insan hakları aktivistleri ve dünyanın genç kadınları tüm bunlara cesaretle karşı çıkıyorlar: bireyler olarak, inisiyatifler, hareketler, kadın örgütleri, sendikalar, partiler, cesur sergiler ve suçun belgelenmesi yoluyla, hayatları pahasına yargılamalar yoluyla, grevler yoluyla, yeraltı okullarının örgütlenmesi yoluyla, ayaklanmalara kadar varan kitlesel hareketler yoluyla. Kitlelerin eskisi gibi yaşamak istemediği ve yöneticilerin eskisi gibi yönetemediği devrimci durumlar giderek daha sık ortaya çıkmaktadır. İçin – bugünÇünkü – bugün herkes iş, ekmek, sağlık ve eğitim sahibi olabilir! Bu ancak kapitalizm, emperyalizm ve ataerkillik olmadan mümkündür.
Ancak hata yapmayın: kitle hareketleri, kitle örgütleri ve partilerde örgütlenmiş ve güven içinde birlikte çalışan sağlam, ayakları yere basan, bilinçli, hazır insanlar yoksa hiçbir ayaklanma, hiçbir devrim sürdürülebilir olamaz. Emperyalizme karşı üstün güç, netliği, devrimci bakış açısı ve küresel bağlantılarıyla aşılamaz olan yalnızca uluslararası işçi sınıfı ile ortaya çıkacaktır. Kadınların ve tüm insanlığın kurtuluşu için yeni toplum, tüm inatçı muhalefete karşı zafer kazanacaktır.
Ön savaşlar insanların zihinlerinde ve kalplerinde yapılmaktadır. Egemenlerin yıkıcı, moral bozucu ve ayrıştırıcı fikirleri güçlerini kaybetmelidir: faşizm, maçoluk, cinsiyetçilik, sömürgecilik, ırkçılık, milliyetçilik, şovenizm, oportünizm, anti-komünizm, post-modernizm, Siyonizm, siyasi olarak ele geçirilmiş dinler ve düşünce ve davranış kalıpları.

Dünya kadın hareketi olarak kararlı bir katkı sağlıyoruz. Her birimiz 2027’deki 4. Dünya Kadın Konferansına kadar iddialı programımız için sorumluluk alıyoruz:

– Dinden devrime kadar en geniş kadın kitle hareketi için günlük savunuculuk ve organizasyon çalışmaları.

– Dünya Kadın Konferansı’nın çağrılarıyla 8 Mart, 1 Mayıs ve 25 Kasım’da güçlü küresel mücadele günleri düzenliyor ve Dünya Barış Günü için harekete geçiyoruz. Bu mücadele günlerinde dünya 1kadınları olarak krizlere ve dünya savaşlarına karşı birlikte mücadele etmek istiyoruz. 8 Mart resmi tatil olmalıdır. Doğru zaman geldiğinde – kadın grevi!

– Her kıtada iki kıta konferansı.
– 2024/25’te ikinci teorik seminer: “Kadın devrimi – sosyo-ekolojik dönüşüm – sosyalist devrim: emperyalizm nasıl yenilir?

– Dünya kadın koordinatörlerini güçlendiriyor, gelecekte her kıtada dört koordinatör seçiyor ve dünyanın genç kadınlarını bağlayıcı bir şekilde dahil ediyoruz. Birlikte yakın çalışırlar, ancak her biri iki koordinatör kıtasal koordinasyona ve iki koordinatör de küresel koordinasyona odaklanır.

– Örgütlere, partilere ve hareketlere acil bir çağrıda bulunuyoruz: Onlara daha fazla kaynak ve destek sağlayın! Kuşak değişimini teşvik edin.

– Genç kadınlardan oluşan kıta komiteleri kuralım. Her ülkeden bir genç kadın komitenin bir parçasıdır.
– Daimi bir organizasyon komitesi oluşturuyoruz, böylece dağınıklık içinde asla tükenmiyoruz.

– Sizi içtenlikle davet ediyoruz: anti-emperyalist ve anti-faşist birleşik cephede ya da yeni devrimci birleşmelerde gezegenin kadınları platformuna katılın. Kuruluşlarımızda ve hareketlerimizde hepimiz eğitimi, özgüveni ve kadınlarla kız çocuklarının liderlik rollerini üstlenmelerini teşvik ediyoruz. Tüm ittifak ortaklarımıza ulaşıyor ve onlarla el ele veriyoruz.
Dünyanın kadınları ve kızları – zamanımız geldi!

Share
. tarafından

HAYATIN RENGİ KADINDIR, BAŞKA BİR DÜNYA KADINLA MÜMKÜNDÜR !!

Ekim 14, 2022 de ANASAYFA . tarafından


Avrupa Demokratik Kadın Hareketi düzenli olarak yaptığı eğitim kampını bu yıl da 7- 8 -9-Ekim tarihleri arasında Almanya’nın HESSEN eyaletinde gerçekleştirdi.
Eğitim çalışması başlamadan önce Molla rejiminin polisleri tarafından gözaltına alınarak işkencede katledilen Mahsa Amini ve Süleymaniye’de devlet tarafından kapısının önünde silahlı saldırıya uğrayarak katledilen akademisyen Nagihan Akarsel şahsında özgürlük mücadelesinde yitirdiklerimiz için saygı duruşuyla başladı.
Ve bu Eğitim Kampı yine Mahsa Amini ve Nagihan Akarsel’e atfedildi.
Eğitim çalışmasının birinci günü genel güncel durum değerlendirmesiyle başladı. Özellikle son dönemlerde İran’da katledilen kadınların nezdinde, gerek İran’da ve gerekse Avrupa’nın birçok yerinde binlerce kitlenin sokağa dökülmesi isyan etmesi bize geziyi hatırlattığını, bu isyanların ani duygusal tepkilerden cesaretten ziyade örgütlü bir güce çevirmek kadın mücadelesi açısından daha anlamlı olacağı vurgulandı. Özellikle Ortadoğu’da Kürt bölgesinde kadınlara daha fazla baskı yapılırken aynı zamanda Ortadoğu’da Işid saldırısıyla kadın mücadelesi daha da ön plana çıkmış oldu.
Aynı zamanda Ukrayna Savaşı ve dünya gericiliğinin 3.Dünya Savaşı tartışmalarının başlaması ve yaşanan ekonomik krize değinilerek artık yönetenlerin eskisi gibi yönetemediği ve yönetilenlerin de eskisi gibi yönetilmek istenmediğine vurgu yapılarak gündem değerlendirmesi birinci günü sonlandırıldı.
Eğitim çalışmasının ikinci günü Tunus’ta yapılan 3. Dünya Kadın Konferansının değerlendirilmesi ile başladı. Dünya kadın konferansındaki kadın mücadelesinin coşkusu ve heyecanı gerek konferansa katılan üyelerin anlatımı gerekse görsel olarak ve gerekse de eğitim çalışmasına katılan kadınların tartışmalara canlı katılması ile Tunus üçüncü dünya kadın Konferansı olumlu değerlendirilirken, enternasyonal alanındaki bu çalışmayı bir dahaki dünya kadın konferansına taşımak için gerek bu seneki tecrübelerimizden ders çıkartarak daha güçlü ve hazırlıklı bir şekilde katılma ve aynı zamanda enternasyonal alandaki çalışmanın önemine vurgu yapıldı.
Dünya kadın konferansının değerlendirmesinin ardından özgürlük ve kadın özgürlük anlayışı nasıl olmalı, konusu ele alındı. Konuya ilişkin hazırlanan kadın arkadaşlar sunumunu yaptıktan sonra konuya dair katılımcı kadınlarda konuya dair konu hakkında farklı farklı fikirlerle çalışmaya canlı katıldılar.
Çalışmanın ardından doğa gezisi ve sonrasında akşam kültürel çalışmayla, müzikli sohbetler yaparak, tek kişilik anlamlı bir oyunla da ikinci gün sonuçlandırılmış oldu.
Eğitimin son gününde genel eğitim çalışması, bütün katılımcı kadınlar düşüncelerini de belirterek olumlu bir şekilde sonuçlandırdılar.
-Mahsa Amini ve Nagihan Akarsel isyanımızdır.!
-Yaşasın Enternasyonal Kadın
Mücadelemiz.!
Avrupa Demokratik Kadın Hareket

Share
. tarafından

ŞEBNEM KORUR FİNCANCI VE BİLİME SAHİP ÇIKALIM !!!

Ekim 29, 2022 de ANASAYFA . tarafından



Gün geçmiyor ki yeni saldırı haberleri almayalım.
Mahsa Amini’nin, Nagihan Akarsel’in öldürülmelerinin üzerinden fazla zaman geçmeden, Türkiye’de gazeteciler tutuklanıyor, ev baskınları gerçekleşiyor, içerde tutsaklara saldırılıyor.
TTB başkanı ŞEBNEM KORUR FİNCANCI da özellikle kimyasal silahlara karşı yaptığı açıklamalardan sonra apar-topar gözaltına alındı ve tutuklandı.
ŞEBNEM KORUR FİNCANCI her koşulda halk sağlığını ve yaşamı savunmuştu.
Aysel Tuğluk ise DMS hastalığından sağlığı ciddi derecede bozulduktan sonra tahliye edildi. Bu da faşist erk-egemen sistemin hem kararlı ve tutarlı mücadele eden kadınlardan ve aynı zamanda bilimden ve gerçeklerin ortaya çıkmasından ne denli korktuklarını gösteriyordu.
Erkek egemen sistem her dönem kadınların araştırmacı, yazar, gazeteci, akademisyen doktor ve bilimci olmasından da ayrıca korkmaktadır.
Bundan dolayıdır ki her zaman öne çıkan kadınları hedef almışlardır.
Ancak yine gerçekler için ve adalet için mücadele yürüten kadınlar hem gerçeklerin hemde bilimin yanında yer aldılar ve bilimi savunmaya da devam edecekler.
Kadınlar karanlığa karşı bilime ve yaşamı vareden emeklerine sahip çıkacaklar..

Şebnem Korur FINCANCI serbest bırakılmalıdır…

Şebnem Korur Fincancı ve basın emekçileri yalnız değildir.
Bilime sahip çıkıyor, onurlu ve insanca yaşamı savunuyoruz.
Kadın Dayanışması Yaşatır.

Avrupa Demokratik Kadın Hareketi

Share
. tarafından

Şimdi Enternasyonalizm Zamanı!

Ekim 31, 2022 de ANASAYFA . tarafından


3 ve 10 Eylül 2022 tarihlerinde TUNUS ‘da gerçekleştirilen 3. dünya kadın konferansında alınan kararlar çerçevesinde Dünya kadın konferansına katılan Fransa delegeleri Paris’te bir panel gerçekleştirdi.
Yapılan panel İran’da gerici mollalar tarafından katledilen Mahsa Amini ve suikast sonucu öldürülen Nagihan Akarsel için yapılan saygı duruşuyla başladı.
Kadın hareketlerinin yoğunlukla katılarak ilgi gösterdiği panel, konferans delegelerinin söz hakkı alarak kadınlar üzerinde artan sömürü, zulüm ve katliam politikalarına karşı dünya kadın konferansında alınan kararları sözlü ve görsel videolarla sunumlarını yaptılar.

Dünya Kadın Konferansı ne istiyor?

“11 Haziran’da 8 kadın ve bir erkekle birlikte kadın konferansına katılmaya karar verdiğimizde çok hevesliydik, enerjimizi, zamanımızı harcadık ve kendi masraflarımızı kendimiz karşıladık. Özellikle kadınların yoksulluğu, kadınlara yönelik şiddet, adaletsizlik ve kurumların yardım etmeyi reddetmesi, Fransa’daki mültecilerin çoğunun kadın olması ve çoğu zaman tamamen insanlık dışı koşullarda yaşamaları – tüm bunlar harekete geçmek için nedenlerdir.
Uluslararası dayanışma zamanı! Latin Amerika, Afrika, Türkiye, Rojava, Afganistan ve İran ve Ortadoğu’da kadınların durumu zihinleri ve kalpleri harekete geçiriyor!
Pek çoğu korkunç durumda olsa da tüm dünyada kadınlar bir güç! Şu anda İRAN’da kadınların cesareti, bütün bir halkın Mollaların faşist rejimini yıkmak, özgürlük ve demokrasi için verdiği mücadelenin temel direğidir.
Dünya konferansı tüm bu hareketlerdeki kadınlara ses vermek, mücadelelerini koordine etmek ve işbirliği yapmalarını sağlamak istiyor. Ugandalı kadın ilk gün şunları söyledi: “Bu konferansın bizi dönüştürmesini ve değişim yaratacağımız inancıyla geri dönmemizi bekliyorum.
Evet – konferans bizi etkiledi ve dönüştürdü.
Kapitalist sistemin krizleri, ekonomik krizler, siyasi krizler, çevresel krizler, gıda krizleri, burjuva mülteci politikasının krizi, sağlık krizleri, borç krizleri, son on yıllardaki savaşlar, ölçülemez acılar, aşağılanma ve acı anlamına gelmektedir: Kadın cinayetleri, cinsel şiddet, sünnet, çocuk yaşta evlilikler, hamile kadınların karınlarının canlı canlı deşilmesi, kırbaçlamalar, mülteci ailelerin ölü bebeklerinin sahillere vurması, maçoluk, cinsiyetçilik, fuhuşa zorlama, düzenli savaşın bir silahı olarak toplu tecavüz gibi dokunaklı tanıklıklar dinledik, hedef alınması ve ödüllendirilmesi, düşük ücretler, erkeklerle sürekli ve göze batan ücret farklılıkları, kitlesel işsizlik, yaşlıların yoksulluğu, korkunç enflasyon, kuraklık ve seller, direnişçi ve devrimci kadınlara yönelik hapis, terör ve işkence. Tüm bunları tanık kadınlardan dinledik.
Bunlar, şiddetin en büyük ataerkil failleri olan feodal, kapitalist ve emperyalist ülkelerin devlet ve aile sistemi tarafından kadın kitlelerine yönelik ikili ve üçlü sömürü ve baskının, tüm iğrenç yüzleriyle cinselleştirilmiş şiddetin yüzleridir.
Ama aynı zamanda militan ve örgütlü kadınların gücünü de gördük. Onları örgütlememiz ve işbirliği için kazanmamız gerekiyor! Kadın hareketi, hükümetlerimizin gerici, anti-demokratik, özgürlük düşmanı politikalarına karşı dünyadaki halk direnişinin ön saflarında yer almaktadır! Örnek olarak 5 yıl önce Donald Trump’ın adaylığına karşı yapılan yürüyüş, Şili’de aşırı sağcı başkan adayını yenilgiye uğratmaları, Polonyalı kadınların yanı sıra Arjantin’deki kadınların kürtaj hakkını reddeden gerici yargıya karşı mücadele etmeleri verilebilir.
Kadınlar Rusya ve Ukrayna’da savaşa, Rojava’da Türk işgaline ve Filistin’de faşist İsrail’e karşı çıkıyor.
1. Kadın kitleleri, tabandaki kadınlar harekete geçmelidir! Kendi gücümüze güveniyoruz ve
2 – ilişkilerimizin- konferansın merkezinde demokrasi var ve tüm kadınlara açıktır,
3. Kadın mücadele hareketinin birliği için! Demokratik bir tartışma kültürü ile fikir birliği olmayan pozisyonları tartışalım;
4 – Konferansta ayrıca kesin ortak kararlar aldık ve sorumluluklarımız var. Delegeler, kararlar, çalışma planı (buna geri döneceğiz).
5 – mali açıdan bağımsızız;

İlk kısa videoyu oynatmadan önce, 2011’de Venezuela’da ve 2016’da Nepal’de birer kadın konferansı yapıldığını belirtmek istiyoruz. Bu üçüncü konferans, uluslararası düzeyde ve Fransa’da daha fazla güçle ileriye doğru atılmış iyi bir adımdır, farklı şehirlerden 8 kadın, 6 dernek ve kuruluşla katıldık ve 2027’de bir sonraki konferansa kadar alınan kararları uygulamaya koymak için uğraşacağız.”

Dünya kadın konferansı delegeleri panele katılan kadınlarla alınan kararları tartıştı.
Panel sonunda karşılıklı soru sorup cevaplar arayan kadınlar marşlar okuyarak paneli sonlandırdı.
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi

Share