. tarafından

Kadın Cinayetleri Politiktir

Mayıs 4, 2020 de ANASAYFA . tarafından


Kadın cinayetleri tesadüf değildir. Bu patriarkal sistemin insanları nasıl çaresizleştirdiği ve acizleştirdiğinin bir göstergesidir.
Güçlünün güçsüzü ezme, gerektiğinde yok etme kapitalist sistemin öğretisidir. Güç ve mülkiyet ilişkisi sonucu kadınlar öldürülüyor.
Kadını “ savunmasız, kontrol edilebilir “ erkin “isteklerini” yerine getirmekle mükellef hale getiren bu zihniyet cinayet işlemeye devam ediyor. Bizler, kadınlar olarak şiddete uğramadığımız bir gün, bir saat ve hatta bir saniye bile yok artık.
Hamburg’da önce bıçaklanarak, sonra çocuklarıyla birlikte yakılan Meryem’de tıpkı diğer kadınlar gibi şiddete maruz kalan ve kendisine dayatılan hayatı reddettiği için bugün yaşam mücadelesi vermek zorunda olan kadınlardan sadece bir tanesi. Dünyanın dört bir tarafında Meryem Şahin gibi sayısı kayda geçmeyen yüzlerce kadın çok yönlü şiddete maruz kalıyor.
Bunun için kadınlar olarak Öfkeliyiz!

Var olan bu öfkemizi birleştirelim ve örgütleyelim. Kadının gücünü örgütlemek, yaşamını özgürleştirmek bizim ellerimizdedir.
Bize dayatılan toplumsal ahlakı ve hayatı reddediyoruz!
Bir kez daha görüyoruz ki gün dayanışma ve mücadele günüdür. Birlikte Güçlüyüz!
Asla Yalnız Yürümeyeceksin!
Kadın Dayanışması Yaşatır!

Mayıs 2020

Share
. tarafından

Hamburg’da Meryem Şahin’e destek eylemi

Mayıs 5, 2020 de ANASAYFA . tarafından


1 Mayıs Cuma günü saat 17 civarında, Hamburg’un Lurup semtinde meydana gelen olayda ayrıldığı eşini bıçaklayan Kalender E., daha sonra çocuklarının da içinde olduğu evi
benzin döküp ateşe verdi. Edinilen bilgilere göre çocukların velayetiyle ilgili tartışma yaşayan Kayserili Kalender. E. (49), eski eşinin evine geldi. Burada eski eşi M. S.’yi (40) 10 ve 12 yaşlarındaki iki çocuğunun gözleri önünde defalarca bıçakladı.
Luruper Hauptstr. Sokağında meydana gelen olayda anne ve 10 yaşındaki oğlu ağır yaralı olarak ambulans helikopterle hastaneye kaldırılırken alevlerden yaralanan zanlı ve dumandan zehirlenen 12 yaşındaki kızı da tedavi altına alındılar. Annenin
henüz hayati tehlikeyi atlatamadığı bildirildi. 10 yaşında ki çocuğun hayatı tehlikeyi atlattığı gelen bilgiler arasında.

Kadın kurumları yaşanan bu saldırıya sessiz kalmadılar. Kadına yönelik şiddeti protesto ve yaşam mücadelesi veren Mesude
Meryem Şahin’in yanında olduklarını vurgulamak için evine yakın bir araya geldiler . Yaklaşık 200 kişinin katıldığı, içinde farklı kadın kurumlarının
yer aldığı, ADKH, Rojbin, SKB, Yeni Kadın, Hak-evi, AABF- Kadın Kolları, Gemeinsam Kämpfen ve Feminist kadınların da
içinde bulunduğu bir protesto eylemi saat 17:00 de olayın yaşandığı yerde gerçekleştirildi. Konuşmacılar erk zihniyetin altını çizen konuşmalar gerçekleştirdiler, açılan dövizler de bu yöndeydi. Die Linke
milletvekili Cansu Özdemir de patriarkal sistemini kınayan bir konuşma yaptı.

Mayıs 2020
Avrupa Demokratik Kadın Hareketi

 

Share
. tarafından

Stuttgart’ta Meryem Şahin’e destek eylemi

Mayıs 5, 2020 de ANASAYFA . tarafından


Stuttgart Frauenbündnis platformu( Yeni Kadın, TJK-E, Zusammen Kampfen, Frauenkollektiv, SKB, ADKH ve 1938 Dersim Soykırım Karşıtı Derneği) Hamburg’da Meryem Şahin ve çoçuklarına eski eşi tarafından yapılan vahşet saldırıya karşı miting düzenledi.
Konuşmalarında Platform da yer alan kurumlar öfkelerini ve kadına yönelik şiddetin politik olduğunu ve ancak kadın dayanışmasının kadınları koruyabileceğini dile getirdi. Örgütlü mücadele güçlendirir ve kadın dayanışması yaşatır sloganlarıyla sonlandı etkinlik.

Share
. tarafından

Avrupa Kadın Dayanışması; 6 Mayıs’ta Meryem için alanlardayız!

Mayıs 6, 2020 de ANASAYFA . tarafından

Hamburg’ta 1 Mayıs günü saat 17 00 sularında, Yeni Kadın okuru kadın arkadaşımız, yıllar önce ayrıldığı eşinin saldırısına maruz kaldı. Arkadaşımızın önce boğazını kesen şahıs, akabinde Mesude’nin ve iki çocuğunun üzerlerine benzin döküp yakarak öldürmek istedi.

Uzun yıllardır ayrılmış olmalarına rağmen, çocukları görme bahaneleriyle sık sık eve gelen şahıs, kadın arkadaşımıza yıllarca sistematik bir şekilde şiddet uygulamış, defalarca darp etmiştir. Mesude maruz kaldığı saldırıdan dolayı, yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor.

Yıllardır kadın örgütleri; “en korunaklı yer” olarak bilinen evlerin, kadınlar ve çocuklar için nasıl tehlikeli olduğunu, en yakınları tarafından yaşamlarının nasıl tehdit altında olduğunu haykırıyorlar. Özellikle Corona pamdemisi sürecinde toplumun evlere hapsedilmesiyle, kadınların ve çocukların nasıl bir tehlike altında olduklarını ve tüm Avrupa’da kadına yönelik şiddetin ciddi artışta olduğunu, önlemler alınması gerektiğini ilk günden beri haykırıyoruz… Mesude ve çocukları özgülünde bu gerçekle ne yazık ki bir kez daha yüzleştik… Ama yetmedi… Kadın örgütleri olarak, Mesude ve çocukları için neler yapabileceğimizi tartıştığımız saatlerde, Kassel’de Rojavalı yurtsever bir kadın arkadaşımızın daha katledildiği, Viyana’dan bir kadın arkadaşın, eşinin şiddetine maruz kaldığı için sığınma evine gittiği haberilerini aldık… Bunlar sadece bizim iki günde tanık olduklarımız… Yani buz dağının sadece görünen yüzü… Erk’ek şiddetine karşı öfkemiz ve isyanımız her defasında daha fazla büyüyor…

Bir Kişi Daha Eksilmemek İçin, Kadın Dayanışmasını Büyütüyoruz;

Biliyoruz ki; patriarkal kapitalist sistem, kadın katliamlarının ve kadına yönelik her türden şiddetin kaynağıdır. Aileyi kutsayıp, kadını kuluçka makinası gibi görerek, toplumsal yaşamda kadını ve emeğini yok sayıp erkeğe bağımlı kılarak, kültürüyle, yasalarıyla erkeğe tanıdığı imtiyazlarla yarattığı eril/erk zihniyetlerin karşısında, kadınları erkek şiddetine açık hale getirmektedir.

Hayatlarımıza, bedenlerimize, emeklerimize ve kimliğimize sahip çıkmak, özgürce ve kendi kararlarımız doğrultusunda yaşayabilmek, kendi sözümüzü söyleyebilmek için, erk’ek egemen sisteme karşı, kadın dayanışmasını yükseltip kadınlar olarak omuz omuza mücadeleyi büyütmeye inatla devam edeceğiz. BUNA KARARLIYIZ!…

Avrupa Kadın Dayanışması olarak, Mesude ve çocuklarının asla yanlız olmadıklarını, onların yanında olduğumuzu ve davanın sonuna kadar takipçisi olacağımızı belirtiriz… 6 Mayıs Çarşamba günü, saat 17.00 de, (Mesude 17.00’de saldırıya uğradığı için) tüm Avrupa çapında kadınları sokağa, Mesude ve çocukları başta olmak üzere, tüm şiddete maruz kalan, katledilen kadınların sesi olmaya çağırıyoruz…

Kadın Dayanışması Yaşatır! Mesude Şahin Yanlız Değildir

JİN, JİYAN, AZADÎ! KADIN, YAŞAM, ÖZGÜRLÜK!

Share
. tarafından

Mesude Şahin’e yönelik katliam girişimi Londra’da protesto edildi.

Mayıs 6, 2020 de ANASAYFA . tarafından

LONDRA |06.05.2020|1 Mayıs günü, eski eşi tarafından boğazı kesildikten sonra yakılarak katledilmeye çalışılan Yeni Kadın okuru Mesude Şahin’e yönelik saldırı Londra’da faaliyet yürütüten Yeni Kadın, Enfield Alevi Kültür Merkezi, Sosyalist Kadınlar Birliği,
Alxas Kadın Komisyonu, Kürecikliler Kadın Komisyonu, Cem-Evi, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi kurumları tarafından protesto edildi.

Eylem’de yapılan açıklamada;
Covid-19 ile birlikte herkesin evlere kapandığı Avrupa’da kadına yönelik artan katliamlar ve saldırılar protesto edildi.

Ayrıca, 6 Mayıs 1972’de TC devleti tarafindan asılarak katledilen, Türkiye devrimci hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, şahsında Mayıs ayında şehit düşen tüm devrim şehitleri yapılan 1 dakikalık saygı duruşu ile anıldı.

 

Share
. tarafından

Frankfurt’ta Avrupa Kadın Dayanışma’sının çağrısı üzerine kadın kurumlarıyla ortak eylem gerçekleştirildi

Mayıs 7, 2020 de ANASAYFA . tarafından

Frankfurt/ 06.05.2020
Yapılan gösteriye, Yeni Kadın, ADKH, SKB, Zora, Sekuläre Migrantinnen, Amara, Courage, Göçmen Kadınlar Birliği, Didif Genç Kadınlar ve değişik kitle örgütleri de katıldı.


Hamburg’ta ayrı yaşadığı erk’ek tarafından çocuklarıyla birlikte şiddete uğrayan, yakılmak istenen ve şu an hala çocuklarıyla birlikte tedavi altında tutulan,durumu ciddi olan Meryem Şahin için kadınlar öfkelerini dile getirdiler.

Dostları ve akrabalarının da katıldığı eylemde genç kadınların katılımının fazla olduğu gözlemlendi.
Kadına yönelik şiddetin hangi coğrafya olursa olsun, devletlerin koruması altında yapıldığına vurgu yapılarak, ya erkeğin bir kızgınlık anında istemeden öldürdüğü gerekçesi sunulur ya da uyuşturucu veya içkinin etkisiyle yaptığı gibi erkeği koruyucu ve meşrulaştırıcı yaklaşımlarla kadına şiddet daha da körüklenir denilen konuşmalarda, Saray Güven’in tecavüz edilerek katledilmesi de hatırlatılarak, kadına şiddet uygulayan ya da katledenlere ödül gibi cezalar verildiği ve çoğu zaman da kısa bir süre sonra yeniden toplum içine salınarak, şiddetlerini devam ettirmeleri sağlanmaktadır.


Kadınların artık bir kişi daha eksilmeye tahammüllerinin olmadığı belirtilen konuşmalarda, devlet- erk’ek şiddetine karşı dün olduğu gibi bugün de sessiz kalmayacaklarını, Meryem ve çocuklarına uygulanan saldırının takipçileri olacaklarını belirttiler. Öz savunma hakkı da dahil, erk’ek devlet şiddetine karşı birlikte ve örgütlü mücadeleyi sürdüreceklerini ifade ettiler.

Share
. tarafından

MESUDE’NİN ÇIĞLIĞI, AVRUPA’NIN SOKAKLARINDA KADINLARIN İSYANI OLDU

Mayıs 7, 2020 de ANASAYFA . tarafından


Avrupa Kadın Dayanışması (AKD) bileşenlerinin çağrısıyla 06.05.2020 Çarşamba günü, 01 Mayıs günü eski eşi tarafından iki çocuğula birlikte yakılarak katledilmek istenen Mesude’nin ve 02 Mayıs’ta Kassel’de eşi tarafından katledilen Ahmad Schaia’nın çığlıkları, Avrupa’nın sokaklarında kadınların isyanı oldu.
Almanya, İsviçre, Avusturya, Fransa, İngiltere, Belçika’da Avrupa Kadın Dayanışması bileşenleri olan Yeni Kadın, ADKH Avrupa Demokratik Kadın Hareketi, SKB Avrupa Sosyalist Kadınlar Birliği, TJK-E Avrupa Kürt Kadın Hareketi, SYKP Avrupa Kadın Meclisleri, FEDA Demokratik Alevi Federasyonu, MHK Mezopotamya Halk Kongresi Kadın Kolları, Yaşanacak Dünya, PKAN Platforma Kurden Anatoliya Navin’in yanı sıra, Almanya özgülünde Courage, İnternationale Bündnis, Sekuläre Migrantinnen, Amara, Göçmen Kadınlar Birliği, DİDİF Genç Kadınlar, Zora ve değişik kitle örgütleri de katılım sağladı. Corona koşullarına rağmen, kadınlar sokaklarda bütün öfkeleriyle isyanlarını haykırdılar…
HAMBURG: Pazartesigünükatliamgirişimininyaşandığıevinönündekadın örgütlerinin gerçekleştirdiği ilk protesto eyleminden sonra, Avrupa Kadın Dayanışması’nın çağrısıyla ikinci kez 06.05 Çarşamba günü kadın örgütleri geniş bir katılımla bir kez daha bir araya geldiler…
Hamburg’un Altona semtinde düzenlenen mitinge AKD bileşenlerinden Yeni Kadın, ADKH, SKB ve Yaşanacak Dünya’nın yanı sıra Hamburg Rojbin Kadın Meclisi, Avrupa Göçmen Kadınlar Birliği, Courage, Enternasyonal Kadınlar Ağı, Almanya Komünist Partisi Kadın Kolları, Avrupa Demokrasi Platformu, Hamburg Kadın Grubu Feminist Kadınlar, Hakevi Kadın Divanı, Kadın Okuma Grubu ve MLPD’nin olduğu, yaklaşık 300 civarında katılım sağlandı. Mitingte kurum temsilcileri adına yapılan Türkçe ve Almanca konuşmalarda; “Kadına ve çocuklara yönelik şiddetin ve kadın katliamlarının politik olduğu, çünkü patriarkanın kapitalist sistem çarkının en önemli dişlisi olduğu ve birbirilerinden beslendikleri” anlatılırken, Mesude Şahin şahsında gerçekleştirilen saldırının tüm kadınlara ve onların iradesine yapılmış bir saldırı olduğunu, Mesude’nin davasının sonuna kadar takipçisi olunacağı belirtildi. Kadınların öfke ve isyanlarını dillendiren sloganlar eşliğinde yapılan konuşmalardan sonra, Mesude’nin en çok sevdiği, Hasret Gültiken’den aşina olunan ‘’Şu Kanlı Zalimin Ettiği İşler’’ eserini katılımcılar hep birlikte okudular. Sloganlar eşliğinde eylem sona erdirildi…
HANNOVER : Yeni Kadın, MLPD ve Courage’nin katıldığı mitingte, Mesude ve çocuklarının maruz kaldığı şiddet özgülünde, kadına yönelik her türden şiddet protesto edildi… Kurum temsilcilerinin yaptıkları açıklamalar ve kadın ezgilerinin çalındığı eyleme kitlenin ilgisi yoğundu. Bir saat süren eylem sloganlar eşliğinde son buldu.

DUİSBURG: Yeni Kadın’ın çağrısıyla gerçekleştirilen mitingte Yeni Kadın, Courage, SKB, Kürt Kadın kurumlarından temsilciler, ATİF, MLPD katılım sağladılar. Mesude Şahin şahsında kadına yönelik şiddeti ve kadın katliamlarını protesto için şehir merkezinde toplanan, ağırlıklı kadın örgütlerinden oluşan kitle, öfkesini ve taleplerini yüksek sesle haykırdı. Corona nedeniyle katılımın 30 civarında olduğu mitingte taşınan döviz ve afişlerde; erkek şiddetini doğuran, besleyen, patriarkal kapitalist sistem teşhir edilirken, kadınların talepleri ifade edildi ve öz savunmanın önemi vurgulandı. Yapılan konuşmalarda “Bu senenin başından Mayıs ayına Almanya’da erkekler tarafından katledilen kadın sayısı 53 iken, son bir buçuk haftada 56’ya yükseldi. İstatistiklere artı bir diye yansıyan bu gerçeklik, bizler için bir can daha eksilmek anlamına geliyor. Bugün hergünden daha çok kadınların dayanışmaya, örgütlü güçlerini büyütmeye, özcesi hayatlarına, bedenlerine, özgürlük mücadelelerine sahip çıkma zorunluluğu vardır. Bir kez daha hatırlatıyoruz… Dayanışma Yaşatır!” deiler… Eylem Courage ve Yeni Kadın’ın seslendirdiği Cav Bella ve kadın marşları ile sonlandırıldı. Ayrıca 6 Mayıs 1972 yılında Türkiye’de faşist diktatörlük tarafından asılarak katledilen yiğit devrimciler Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan anılarak saygı duruşunda bulunuldu.
KÖLN : Köln Heumarkt meydanında, Yeni Kadın, Yaşanacak Dünya, SKB, ADKH, Alınteri ve IGM Kadın aktivistleri saat 17:00’de bir araya geldiler. Yapılan konuşmalarda, “Patriarkal sistemden kaynaklanan ve toplumsal bir sorun olan kadına yönelik her türlü şiddet ve kadın katliamlarını, özsavunmamız olan örgütlü güçlerimizi büyüterek sona erdirebiliriz.” denildi. “Kadın katliamının ne dini, ne milliyeti, ne de ırkı var, kadın katili erk’ek ve onu koruyan, meşrulaştıran devlettir. Eylemlerimizi çoğaltarak, güçlerimizi büyüterek kadınların sesi olacağız. Kadına yönelik şiddete, kadın katliamlarına, bizim adımıza verilen kararlara HAYlR diye haykırıyoruz” denildi.
Avrupa Kadın Dayanışması ,Courage ve Dünya Kadın Hareketinin Avrupa koordinasyon sorumlusu Suse Bader ve Enternasyonel Birliği Kadın Platformunun da mesajları okunduktan sonra, “Kadın Dayanışması Yaşatır, Mesude Yanlız Değildir!”, “Erkek Adalet Değil, Gerçek Adalet!” vb. sloganlar eşliğinde eylem sona erdi.
FRANKFURT Frankfurt’ta Avrupa Kadın Dayanışma’sının çağrısı üzerine gerçekleştirilen mitinge Yeni Kadın, SKB, Zora, Sekuläre Migrantinnen, Amara, Courage, ADKH, Göçmen Kadınlar Birliği, DİDİF Genç Kadınlar, İran ve Afgan Kadın Grupları’nın dışında değişik kitle örgütleri de katıldı. Corona pandemisi sürecinden kaynaklı 50 kişiyle sınırlı tutulan izne rağmen, 100 ü aşkın kitlenin katıldığı eylem oldukça canlı geçti.
Eylemde kadınlar, Mesude Şahin ve çocuklarının maruz kaldığı erkek şiddeti özgülünde, kadına ve çocuklara yönelik şiddete karşı öfkelerini dile getirdiler.
Yapılan konuşmalarda; kadına yönelik şiddetin hangi coğrafyada olursa olsun, devletlerin koruması altında gerçekleştirildiğine vurgu yapılarak, “erkeğin kadına yönelik gerçekleştirdiği şiddet ve katletme eylemleri; erkeğin ya kızgınlık anında

“istemeden” ya da “uyuşturucu veya içkinin etkisiyle “iradesi dışında” gerçekleştirdiği vb. gerekçelerle erkeği koruyan ve kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran yasalarla körüklenmektedir.” denildi. Saray Güven’in tecavüz edilerek katledilmesi de hatırlatılarak, kadına şiddet uygulayan ya da katledenlere ödül gibi cezalar verildiği ve çoğu zaman da kısa bir süre sonra yeniden toplum içine salınarak, erkeğin şiddet eylemlerini sürdürmesinin sağlandığına dikkat çekildi.
Kurumlar konuşmalarında; “Artık bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok! Devlet- erk’ek şiddetine karşı dün olduğu gibi bugün de sessiz kalmıyoruz… Mesude ve çocuklarına uygulanan saldırının davasının sonuna kadar takipçileri olacağız. Öz savunma hakkı da dahil, erk’ek devlet şiddetine karşı birlikte ve örgütlü mücadelemizi sürdüreceğiz.” dediler… Sloganlar eşliğinde eylem sona erdi…
MANNHEİM : Yeni Kadın, SKB ve MLPD’nin, Mesude’nin Mannheim’daki çığlığı olabilmek ve Mesude şahsında kadına yönelik şiddeti protesto etmek amacıyla bir araa geldiler. Kurum temsilcileri yaptıkları açıklamalarında Avrupa’da yükselen kadına yönelik şiddete ve kadın katliamlarına dikkat çekerken, kadın dayanışmasının önemine vurgu yaptılar…Sloganlar eşliğinde eylem sona erdi. .
NÜRNBERG : Yeni Kadın ve SKB’nin çağrısıyla Lorenzekirche önünde gerçekleştirilen mitinge, İnternasyonel istiche Linke (IL), Medya Halk Evi, Courage ve çeşitli kurumlar katılım sağladılar. “Kadına dönük şiddet politiktir”, “Meryem yalnız değildir” pankart ve dövizlerin taşındığı eylemde yapılan konuşmalarda; patriarkayla kapitalist sistemin birbirini beslediğine dikkat çekilerek, kadına yönelik şiddetin politik olduğuna vurgu yapıldı… Sloganlar eşliğinde eyleme son verilirken, davanın sonuna kadar takipçi olacaklarını belirtip, 11 Mayıs Pazertesi saat 18.00’de yine aynı yerde, Mesude ve çocukları için toplanacaklarını bildirdiler…
STUTTGART : Stuttgart Schlosplatz’da (Kobanê Meydanı) ADKH, Yeni Kadın, SKB, Kürt Kadın Hareketi, AlInteri, Die Linke, Courage, Sİ ve Zusammen Kampfen Meryem ve çocukları için biraraya geldiler. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam edilişlerinin 48’inci yıldönümü ve devlet erk’ek şiddeti nedeniyle yaşamlarını yitiren bütün kadınların anısına yapılan saygı duruşu ilemitinge start verildi…
Yapılan konuşmalarda; Meryem Şahin şahsında kadına yönelik şiddetin politik olduğuna vurgu yaparak, corona pandemisi sürecinde görünür bir şekilde yükselen kadına yönelik şiddetin ve kadın katliamlarının sömürü sistemi kapitalizmle nasıl iç içe geçtiğine vurgu yaparken, kadın katliamlarının sonlandırılması için kadın dayanışmasının ve örgütlülüklerimizle öz savunmanın güçlendirilmesinin zorunluluğuna dikkat çekildi. Meryem’in ve çocuklarının davasının sonuna kadar takipçileri olunacağı da belirtilerek söylenen marşlar, türkülerle sloganlar eşliğinde eylem sona erdirildi.
İSVİÇRE : Zürih Stauffacher’da, “Jin Jiyan Azadi”, “Unsere Wut gegen die männliche gewait ist groß “, ” Wir vergeben keiner Gewalt gegen Frauen”, “Mesude Meryem Şahin ist nicht alleine” sloganlarının yazılı olduğu dövizler taşıyan Yeni Kadın aktivistleri Meryem’in sesini İsviçre’de yankılandırmak için bir araya geldiler. Yeni

Kadın adına yaptıkları açıklamada; kadın katliamlarının ve kadına yönelik şiddetin politik özüne, kapitalist sistemle nasıl bütünleştiğine ve Avrupa’da zaten yükselişte olan erkek şiddetinin pandemi sürecinde çok daha fazla arttığına dikkat çekerken, Meryem şahsında kadın dayanışmasının ve öz savunmanın önemine vurgu yaptılar.
LONDRA : Yeni Kadın, Enfield Alevi Kültür Merkezi, Sosyalist Kadınlar Birliği, Alxas Kadın Komisyonu, Kürecikliler Kadın Komisyonu, Cem-Evi, Avrupa Demokratik Kadın Hareketi kurumları bir araya gelerek Mesude şahsında kadına yönelik şiddeti ve kadın katliamlarını protesto ettiler. Yapılan açıklamalarda, Covid-19 ile birlikte herkesin evlere kapandığı Avrupa’da, en güvenli yerler olarak lanse edilen evlerde kadına yönelik şiddetin ve kadın katliamlarının artışına dikkat çekildi.
Ayrıca, 6 Mayıs 1972 de TC faşizmi tarafindan asılarak katledilen, Türkiye Devrimci Hareketi’nin önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan şahsında Mayıs ayında şehit düşen tüm devrim şehitleri, 1 dakikalık saygı duruşu ile anıldı.
VİYANA : Viyana Kadın Dayanışması olarak 1 Mayıs’ta Hamburg’ta ayrıldığı eşi tarafından, iki çocuğuyla birlikte katledilmek istenen Mesude Şahin ve 02 Mayıs günü yine eşi tarafından Kassel’de katledilen Ahmad ve bildiğimiz/ bilmediğimiz erkek şiddetiyle katledilen bütün kadınların sesi olabilmek üzere Viyana meydanında biraraya gelen kadın örgütleri hep birlikte öfkelerini haykırdılar… Yapılan konuşmalarda Corvid 19 ile birlikte toplumun evlere kapandığı Avurpa’da, artan kadına yönelik şiddet ve kadın katliamlarının egemen sistem tarafından beslendiğine dikkat çekildi.
Ayrıca 6 Mayıs 1972’de ’ta TC faşizmi tarafından idam edilen Türkiye Devrici Hareketi’nin önderlerınden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan şahsında Mayıs ayında şehit düşen tüm devrim şehitleri, bir dakikalık saygı duruşu ile anıldı,
FRANSA : Corona pandemisi sürecinden kaynaklı Fransa’da sürmekte olan sokağa çıkma yasakları, kadınların sokak eylemlerini olanaksız hale getirse de, Paris ve Kiel sokaklarında yapılan renga renk afişlemelerle, kadınlar Mesude’nin ve Ahmad’ın sesi oldular.
Ayrıca, Brüksel sokaklarında da yapılan afişlemelerle kadınlar Mesude’nin ve Ahmad’ın haykırışları oldular…

Share
. tarafından

ŞİDDETE DUR DE! BİR KADIN DAHA EKSİLMESİN!

Mayıs 9, 2020 de ANASAYFA . tarafından

Avrupa Demokratik Kadın Hareketi’nin çağrısı üzerine Mor Kızıl Kollektifi, Sosyalist Kadınlar Birliği Alevi Kadınlar Birliği, Kürt Halk Evi Kadınları, Antifa ve AEP(Arbeitskreis Emanzipation und Partnerschaft) kurumları ile 08 Mayıs Cuma günü Innsbruck Annasäule’de bir miting düzenlendi.

Miting’de 1 Mayıs günü eski eşi tarafından iki çocuğuyla birlikte yakılarak katledilmek istenen Mesude Şahin ve son süreçde artan kadın katliamlarını protesto etmek için toplanan kadın kurumları, Grup Yorum elemanlarının haklı talepleri doğrultusunda yaptıkları ölüm orucunda ölümsüzleşen Helin Bölek, Mustafa Koçak ve dün yitirdiğimiz İbrahim Gökçek nezninde tüm devrim şehitleri için ve katledilen kadınlar için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Devamla Almanca ve Türkçe yapılan konuşmalarda “Patriarkal sistemden kaynaklanan ve toplumsal bir sorun olan kadına yönelik her türlü şiddet ve kadın katliamlarını, özsavunmamız olan örgütlü güçlerimizi büyüterek sona erdirebiliriz.” denildi. “Kadın katliamının ne dini, ne milliyeti, ne de ırkı var, kadın katili erk’ek ve onu koruyan, meşrulaştıran devlet olduğu vurgulanan konuşmalarda, son süreçte pandemi dolayısıyla  sokağa çıkma yasağı yüzünden evlerde ki kadın ve çocuklara yönelik şiddetin hızla arttığı da vurgulandı. Kadına yönelik şiddete, kadın katliamlarına, bizim adımıza verilen kararlara HAYlR diye haykırıyoruz” denilerek miting bitirildi.

Avrupa Demokratik Kadın Hareketi

                        Innsbruck

Share
. tarafından

Gülistan Doku nerede?  

Mayıs 13, 2020 de ANASAYFA . tarafından

 

   Erkek egemen sistemin toplumsal dokuları bozduğu ve kendisine alan yaratığı temel alanlardan biri olan kadın kırımı her dönem farklı uygulamalar ile kendisini yapılandırmaktadır. Kadın iradesin yok etmeye çalışarak kimliğini silikleştirmek ve saldırıya açık tutarak en zayıf halka haline getirmeye çalışmaktadır. Bin yıllardır kadın kimliği üzerinden çelişkiler yaratarak kadının özgücünü zayıflatma ve krizli bir kimlik haline getirmede çok çeşitli argümanlar geliştirmiştir.. sistemin en temel paradoksu bir taraftan kadın kutsarken diğer taraftan da yok etmeyi şiddet sarmalına mahkum etmeyi siyasal ekonomik toplumsal, aile kurumu, birliktelikler, ucuz iş gücü, ev içi emek sömürüsü çocuk doğurma makinası vb tüm alanlarda şiddet politikasını üreterek normalizasyon sürecine tabii tutmaya çalışmıştır.

  Tüm bu politikaların sonucunda dünya genelinde her 1 dakika da  1 kadın kendilerine yakın erkekler tarafından katledilmektedir.  Yine BM!ni değişen yeni dünya düzeninde aile konulu raporunda kadınlar için en tehlikeli yerin ev olduğu tespiti açıklaması ile kadınların nasıl bir tehlike ile karşı kaşıya bırakıldığını bize bir kez daha çarpıcı bir şekilde göstermiştir. Bu sonuçlar resmi makamlara ulaşılan somut veriler olarak netleşirken resmi olmayan rakamlar düşünüldüğünde tablonun ne kadar vahim olduğunu çok net göstermektedir.

  Avrupa’da da kadına yönelik saldırılar hız kesmiyor. Güne   farklı coğrafyadan  katledilen kadınlar ile başlıyoruz. Katillerin ortak hikayeleri ( Eski eş, eş, sevgili, baba, kardeş) okuyoruz. Almanya’da eşinin sistematik olarak uyguladığı  şiddete karşı çıkarak  ayrılan ve  3 çocuğu ile yeni bir başlangiç yapmak isteyen  Şadia Ahmed’de eski eşi tarafından hunharca katledildi. Tüm dünya genelinde kadına dönük şiddet politik olarak üretildiği bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Yine AKP- MHP şahsında Kürdistan’da kadına dönük politikalar kadınlar için 24 saat tehlikenin kol gezdiği bir sistem yaratılmıştır. Dersimin direniş kültürüne kimliğine saldırı toplumsal ahlakın bozulması için hedef alan kafe ve barların dışarıdan yabancı ve düşmanca yöntemler geliştirecek bireyleri Dersime yerleştirerek  kadınlar ve gençleri hedeflemektedir. 130 gün önce asker ailesine mensup birinin Dersimde kafe işletmesi oradan Gülistan Doku’ya ulaşması ve tuzağa düşürmesi çok tesadüf değildir. Gülistan doku şahsında tüm kadınlara yaşamınız her an tehlike altında ve sizi yok edebiliriz mesajı verilmektedir.  130 gündür gündür gülistan Doku’ya ulaşılmaması ve bulunamaması bize bir kez daha  gösteriyor ki söz konusu kadın olunca devlete ait hiçbir kurum ve kuruluş çözüm üretmediği gibi sorunun üretilmesinde de baş rol oynamaktadır.  Dersimin doğasını katleden her adım termal kamera yerleştirerek tüm topluma nefes aldırmayan asker ve polisler Gülistan Doku’ya nasıl ulaşamıyor? Gülistan Doku’nun  köprü üzerinde görülen ve son görüntüleri olarak servis edilen görüntülerin devamı verede? Gülistan Doku’nun bulunmaması sadece bir güvenlik ve bilgi eksikliği olmadığı planlı örgütlü bir devlet-çete suç şebekesinin ortak planlama sonucu olduğu açıktır. Devletin ve erkeğin baskısını kabul etmeyen kendi kimliğini bulmaya çalışan bilinçli ve örgütlü kadının özelde hedeflendiğinin resmidir . Bu politikaları teşhir ederek  sesimizi  daha gür haykırarak Gülistan’ın sesi ile buluşturana kadar direnmeye ve haykırmaya devam edeceğiz.  Sesimiz Gülistan’ın sesi çığlığımız Gülistan’ın çığlığı direnişimiz tüm Gülistan’ların direnişi olmaya devem edecektir

  Tüm kadınlara ve topluma çağrımızdır. Gülistan Doku’ nun vicdanlara dokunan sesini hissederek işgalci, talancı, kadın kırımı politikalarını deşifre edelim. Gülistan ile buluşuncaya kadar mücadeleyi yükseltelim. TC’nin egemen, kapitalist sistemi  Kürdistan’ı işgal ve savaş ve soykırım politikası  kadın mücadelesi öncülüğünde kaybetmeye mahkumdur.

Gülüstan Doku 130 gündür kayıp!

Gülistan Doku nerede?

              Avrupa Kadın Dayanışması

Share
. tarafından

Avrupa Kadın Dayanışması Çarşamba eylemleri

Mayıs 14, 2020 de ANASAYFA . tarafından

Avrupa Kadın Dayanışması Çarşamba eylemlerini; “Gülistan Doku 130 Gündür Kayıp! Gülistan Doku Nerede?” çağrısıyla gerçekleştirdi.
Avrupa’da pandemiye dair uygulamaların ikinci aşamaya girdiği, üretimin, okulların bazı bölümlerinin açıldığı, sokak yasaklarının kademeli olarak kaldırılmaya başlandığı, kapalı mekanda maske zorunluluğunun uygulandığı, toplumun, kadınların sağlık, yaşam kaygılarının hala öne çıktığı bir süreçte, az sayıda kadınla da olsa, Avrupa Kadın Dayanışması olarak “130 Gündür Kayıp, Gülistan Doku Nerede?” sorusuyla hem erkek egemen kapitalist düzenden, hem de erkeğin şiddetinden hesap soran eylemler gerçekleştirdik. Fransa’nın Paris, Creil, Almanya’nın Köln, Mannheim, Kiel, Avusturya’nın Viyana, Belçika Anvers’te sokak eylemleri gerçekleştirildi. Almanya Frankfurt, Hollanda Amsterdam, İsviçre Cenevre, Belçika Brüksel’de, ise yapılan sokak afişlemeleri, “130 günüdür kayıp Gülistan Doku nerede?”, “Kadın cinayetleri politiktir!” gibi şiarlarla gerçekleştirildi.
Sosyal medya üzerinden Türkçe, Almanca, Kürtçe, Fransızca afişler ile “Gülistan Doku Bulunsun!” çağrısı yapıldı. Barajın boşaltılması, devletin derhal harekete geçmesi için kadınları, Gülistan Doku’ya sahip çıkmaya çağırdık.

AKD olarak yayınladığımız bildiride kadına yönelik şiddetin iki konusunu gündem yaptık. Birincisi Gülistan Doku Türkiye ve Kürdistan’da kaybedildi ve devletin katilleri koruduğu, ikincisi ise Şadia Ahmed Almanya Kassel’de eski eşi tarafından korkunç şekilde katledildi. Erkeğin kadına yönelik şiddeti sonrasında kaybedilen, katledilen kadınların yaşadıklarına karşı hemen bütün coğrafyaların hükümetleri aynı duyarsızlıkla hareket ederken, Alman devleti ve faşist AKP-MHP Hükümeti de; doğaları gereği aynı kulvarda hareket edip, Patriarkal sistemin gereklerine ters düşmeksizin, erkeği koruyan pratikler içinde hareket etmektedirler.
Bildirilerimiz Türkçe, İngilizce, Almanca hazırlanarak Avrupa’da ki kadın örgütleri ile paylaşıldı.

 

Share
. tarafından

Devrimci Tutsakların Hayriye ANA’sını, Kaybettik

Mayıs 15, 2020 de ANASAYFA . tarafından


Hayriye Ana, Gorki’nin romanında ki Ana’dan ne bir eksik, ne bir fazladır. Hatta fazlası vardı. Gorki’nin Anası, oğullarına yıllarca hapishane de görüşmeci olup, ateş topuna dönen oğulcanını bir kor parça olarak almamıştır. Bu bakımdan Hayriye Ana’dan şanslıdır(!)
Hayriye Ana, sürekli evlat hasreti yaşayan, her bir devrimciyi de evlat olarak sahiplenen yüreği yangın yeri gibi bir KADIN’dı.
Alevi kimliği ile “sol muhalefet” in öznesidir. Çünkü şehrinde yaşanan katliamı, alev alev yanan Çorum’u unutmaz. Bundan daha fazla ne olabilir ki diye düşünür. Ama cuntayla gelen “devlet gerçeğiyle” gecikmeden tanışır.
Evin en genç devrimcisi Ali İhsan’ı Almanya’dan mücadele için geri gelir. Oğlu, Ali İhsan’ı, Avrupa’yı bırakıp, ülkemde devrimcilik yapacağım, sosyalizm/ komünizm için mücadele edeceğim derde, O kör ve sağır kalır mı? Gelince Ankara’ya oğlu, engel çıkarmadan, yoluna yoldaş olur. Kaypakkaya güzergahına bir kez daha ama daha da cesaretli, bilinçli girer ana oğul..
Oğul yoldaşlarıyla birlikte Ankara DAL’da dardadır. Hayriye Ana ordadır. Dirhem geri durmaz, Okan’ı, Berna’yı, Erdal’ı oğlundan ayırmaz. Hepsi için ayrı zamanlar da nöbettedir.. Hepsi için orada kapı da beklemektedir..
Sorgu biter Ali Ihsan tutuklanır. Hayriye Ana oğlu ve yoldaşları için Ulucanlar Hapishanesini mesken eyler.
Görüş kabinlerinde ağlamaz, sızlanmaz, dert yanmaz. Her daim sevgiyle gülümser yüzü. Bütün tutsak analarıyla “ kader birliği” yapar. Belki de içlerinde hapishane yollarında en tecrübelilerden biridir. Onlar da çocukları gibi yoldaş olmaya başlarlar. Kopmaz bir bağla güçlendikçe kenetlenirler birbirine. Oğulları, kızları umutlarıdır, gelecekleridir her birinin. Hapishane yolları ve yılları uzadıkça çocuklarının hapisliğine direnç suyu olurlar.
Her hafta ziyarete gider, durup durmaksızın, yorulmaksızın. Ali İhsan’ı örgüt üyeliğinden ceza alır Bursa Özel Tip’e sevk edilir oraya gider.
Bir gün değil, bir yıl değil.. 95’den, 2000’e kadar, her hafta gider Bursa Özel Tıp Hapishanesi’ne.. Bir hafta aksatmışsa diğer hapishanelere ziyarete gittiği içindir. Bundan gayrisi olmaz Hayriye Ana için maruz değildir. O bir devrimci tutsak Anasıdır, her hafta evlatlarını gelip görecektir ve “Ben buradayım” diyecektir.

Bursa Özel Tıp Hapishanesi’ne gelip gittiği o koca beş yıl içinde, O oğluna ANA, oğlu ona yoldaş ve öğretmen, görüş günleri birer “ıdeolojik politik eğitim” süreci, ANA/Oğulu kelimenin gerçek anlamında YOLDAŞ kılar.. Yoldaş olurlar..
Hayri’ye ANA bu zaman için de, hapishanedeki saldırı ve tecrite karşı ses olan kah hapishaneler arası iletişimde kah, içerde yaşanan sorunlara dair,fikir söyleyen tutum alandır.
Hepsi bu mu! “komutanı oğlu” Ali İhsan’ın iyi bir öğrencisi olur, kısar gözlerini sevgi ile gülümser.. Pür dikkat dinler. Der ki oğlu, “Ana burdan kaçacağız. Tünel kazacağız. Gereken neyse oğullarının özgürlüğü için yapar.
Bursa Özel Tıp te bu firardan sonra, Amed’in durgun akan cesur evladı Mustafa Kaya, cezaevlerinde ki baskılara karşı, merkezi protesto temelinde başlatılan Açlık Grevi direnişinden kaynaklanan olumsuz sağlık koşullarından dolayı ölümsüzleşir. Sene 94’ü, 95’e bağlayan yılbaşıdır. O gün gelir ölüm haberi. Hayriye Ana ertesi gün ordadır. Mustafa Kaya’nın ailesinin acısına ortak olur. “Mustafa’yı layıkıyla uğurladık” diyerek yoldaş ANA olmaya devam eder.
96’ti ölüm orucunda, Yüksel caddesinin direnişçisi olur. Çocuklarının açlığına binlerce ana gibi direnç olurlar.
Gün dönmüş, 19 Aralık Hapishaneler Direnişi için gün saymaya başlamıştır zaman. Devrimci tutsaklar inandıkları doğrularından başka hiç bir şeye boyun eğmeyen iradeleriyle, faşizme başkaldırdıkları cüretleriyle açılmıştır, sınıf mücadelesinin perdesi..
Hayriye Ana ordadır. “Devrimci yeminiyle” alnına taktiği “kızıl bandıyla” . Bu demektir ki, “taleplerimiz kabul edilmezse öleceğiz’. Ölümüne direneceğiz.. Hayriye Ana her zamanki soğukkanlılığıyla yaklaşır. Paniklemez ama her ana gibi kaygılıdır. Anlamaya, yine yoldaş olmaya çalışır. Omuz verir, bu direncin, bu duruşun, bu cesaretin içinde olur. Tutsak yakınlarının mesken tuttuğu türkülere işlenen Ankara Güven Park’ta O yamru yumru anıtın önünde her zamanki gibi yerini alanlardandır. Evlatları içerde, onlar dışarda direniyordu.
Gün 19 Aralık’tır. Anaların canlı yayınlarında oğullarının tutsak düştükleri hapishanelerde büyük bir direniş vardır. Hayriye Ana yılların tecrübesi bir tutsak yakını, bir devrimci ve oğluna yoldaş bir Ana olarak ertesi gün ordadır. Gitmez hapishane kapısından.

Hayri’ye ANA henüz romanı yazılmamış büyük bir gerçeklik ve oğul tadında bir ülkeyi muştu olarak duymayı, diğer Analar gibi en çok hak eden büyük bir değerdir.
Mayıs’ta. En billur değerlerimizin sonsuzluğa kanat çarptığı bu ay da sonsuzluğa kanat çırptı. Kapitalizmin yarattığı sonuçların “kurbanı” oldu. Yakalandığı korona virüse yenik düşerek aramızdan ayrıldı..
Anıları ve düşleri bize ait.. Saygıyla Anıyoruz..

AVRUPA DEMOKRATİK KADIN HAREKETİ 

AVRUPA DEMOKRATİK HAKLAR KONFEDERASYONU 

SOCIALIST YOUTH MOVEMENT 

 

Share
. tarafından

TJA, ROSA KADIN DERNEĞİ, BARIŞ ANNELERİ, HDP’YE DÖNÜK BASKINLARDA GÖZALTINA ALINANLAR DERHAL SERBEST BIRAKILSIN!

Mayıs 23, 2020 de ANASAYFA . tarafından


22 Mayıs günü, Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneğine polis baskın düzenleyerek dernek yöneticileri ve üyeleri, TJA aktivistleri, HDP ve Barış anneleri meclisi de dahil birçok Kürt siyasetinden kadın gözaltına alındı.

Kurulduğu günden beri, kadına yönelik şiddet ile mücadele de önemli başarılara imza atan Rosa Kadın derneğinin basılması işgalci Türk faşizminin gerçek yüzünü bir kez daha gösterdi. AKP, MHP iktidarı ve kolluk güçleri kadın özgürlük mücadelesine saldırarak kadın katillerini, tecavüzcüleri, şiddeti uygulayanları ödüllendirdi.
AKP, iktidar olduğu günden beri, kadına yönelik şiddet her geçen gün katlanarak arttı. Şiddet tavan yaparken, şiddeti uygulayan erkeği iktidarda, yasalarda ve mahkemelerde korumaya devam etti.

Bu zihniyet ile mücadele eden, Kadın dernekleri, kadın kurumları, kadın dayanışma ağları defalarca erkek egemen kapitalist iktidarın hedefi oldular. 44 Belediye’ye kayyım atayarak, eşbaşkanları, meclis üyelerini tutuklayan Türk işgalci burjuvazi Kürt halkının her tür örgütlü yapısını imha ediyor.
AKP, MHP faşist iktidarı 22 Mayıs’ta kadına karşı düşmanca siyasetine bir yenisini daha ekledi. Kadın özgürlük mücadelesini zaafa uğratmaya çalışarak, başta Kürt kadınlarına, en genelde kadın özgürlük mücadelesi yürüten tüm kadın kitlelerine de gözdağı vermek istiyor.

Faşizmin bu saldırıları önümüzdeki dönemin tüm mücadele konularının sokak ayağını engellemeye dönük olduğunu biliyoruz. İktidarın hazırlığını yaptığı çocuk istismarı yasasını Haziran ayında meclisten geçirmek istiyor ve buradan saldırılarla kadınların sesini kısmak istiyor. İstanbul sözleşmesini iptal etmek istiyor öncesi kadınları gözaltı ve tutuklamalarla tehdit ediyor. Yani bu gözaltı ve saldırıların kadın özgürlük mücadelesine yapılması AKP’nin kirli, tecavüzü ahlaksızca yasalaştıran gelecekte ki planlarının esas nedenidir.
Avrupa Kadın Dayanışması olarak,
AKP’ yi uyarıyoruz, bu saldırı ve baskılarla sonuç alamadınız. Şiddet, katletme, tutuklama ve gözaltı ile bir ülkeyi yönetemezsiniz! Tecavüz kültürünü yayarak kadınları yönetemezsiniz! Kadınları gözaltına alarak, kadınları susturamazsınız! Avrupa Kadın Dayanışması olarak tüm gözaltıların, kadın arkadaşlarımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Çocuk istismarını aklatmayacağız! Tecavüzcü yasalara geçit yok!

Avrupa Kadın Dayanışması

Share
. tarafından

71 Kadın kurumunundan Rosa Kadın Derneği üyelerinin gözaltına alınmasına karşı ortak tepki

Mayıs 25, 2020 de ANASAYFA . tarafından


Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır’da yapılan operasyonlarda gözaltına alınan Rosa Kadın Derneği üyelerinin yanında olunduğu açıklaması 71 Kadın Kurumundan geldi.

Gözaltına alınan kadınların bir an önce serbest bırakılması çağrısı yapan kadın kurumlarının açıklamasının tam metni şöyle;

“22 Mayıs 2020 Cuma sabahı 04.00’da Diyarbakır’da Rosa Kadın Derneği üyesi – TJA’lı kadınlar evlerinde arama yapılarak gözaltına alındı. Derneğin kapısı kırılarak içeri girildi, evraklarına el konuldu.

Rosa Kadın Derneği; kadınlara yönelik her türlü şiddetle mücadele etmek, kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını sağlayacak çalışmalar yürütmek için 29 Aralık 2018’de kuruldu. Rosa Kadın Derneği kuruluş amaçları doğrultusunda şiddete maruz kalan kadınlara sürekli danışmanlık-destek sağlıyor, kampanyalar, etkinlikler yürütüyor.

Biz aşağıda imzası olan kadın örgütleri; Rosa Kadın Derneği birlikte kadınlara yönelik şiddete karşı mücadele ediyoruz. Kadınların Rosa Kadın Derneği’ne ihtiyacı var.

Rosa Kadın Derneği’ne yönelik hukuki olmayan tüm uygulamalara son verilsin, birlikte mücadele ettiğimiz arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın!”

Açıklamayı yapan kadın kurumları;

17+ Alevi Kadınlar 78’li Kadınlar, Anarşist Kadınlar, Ankara Dayanışma Akademisi’nden Kadınlar, Ankara Kadın Platformu, Antakya Kadın Dayanışması, Antalya Feminist Kolektif, Antalya İHD LGBTİ+ Komisyonu, Antalya Kadın Danışma Merkezi ve Dayanışma Derneği, Antalya Kadın Platformu, Atakent Mahallesi Kadın Meclisi, Barış Anneleri, Başlangıç Kadın Meclisi.

Beksav Kadın Meclisi, Bir Kadın Bir Hayat Derneği, Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Demir Leblebi, Demokratik Alevi Dernekleri, Kadın Meclisi Demokratik Bölgeler Partisi Kadın Grubu, Demokratik Emekliler Sendika Girişimi Kadın Meclisi, Demokratik İslâm Kongresi Kadın Meclisi, Demokratik Kadın Hareketi, Dersim Kadın Platformu, Dersim Yenigün Kadın Dayanışma Derneği, Didim Kibele Kadın Derneği, Diyarbakır Kadın Platformu, Dünya Kadın Yürüyüşü – Türkiye Ekmek ve Gül.

Emek Partili Kadınlar, Erktolia, Filmmor, Göç Platformu Kadın Komisyonu, Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu, Halkevci Kadınlar, HDK Kadın Meclisleri, HDP Genç Kadın Meclisi, HDP Kadın Meclisleri, İHD’li Kadınlar, İlerici Kadınlar Meclisi, İmece Kadın Dayanışma Derneği, İskenderun Kadın Platformu, İstanbul Feminist Enstitü, Kadın Emeği Kolektifi, Kadın Savunma Ağı, Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği, Kadınlar Birlikte Güçlü – Hatay Kadınlar Birlikte Güçlü – İzmir Kadınların Kurtuluşu, Kadınlarla Dayanışma Vakfı – KADAV, Kaktüs Genç Kadın Derneği Kampüssüzler’den Kadınlar, Karya Kadın Derneği.

KESK İstanbul Kadın Meclisi, Kırkyama Kadın Dayanışması, Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği, Mardin Şahmaran Kadın Platformu, MED TUHAD – FED Kadın Komisyonu, Mersin Kadın Platformu, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Mor Dayanışma, Mor Sarmaşık, Özgür Genç Kadın Sosyalist Kadın Meclisleri, Tevgera Jinén Azad – TJA, Urfa Yaşam Evi Kadın Dayanışma Derneği, Van Star Kadın Derneği, Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, Yeni Demokrat Kadın, Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu, Fethiye Kadın Danışma Günebakan Kadın Derneği.

 

Share
. tarafından

Uluslararası militanlar kadın hareketlerinin dünyanın tüm hükümetlerinden talepleri

Mayıs 29, 2020 de ANASAYFA . tarafından

World Women’s Conference of grassroots women
Continental Coordinators
April 2020

 

                    Korona- Pandemi
Korunma talep ediyoruz- Acil durum değil, özgür bir dünya istiyoruz!
Bugünün acil sorunları biz kadınlar olmadan çözülemez. Kadınlar olarak tüm insanlık için yaşamaya değer bir gelecek mücadelesinde birleşiyoruz. Yönetilme şeklimize katılmıyoruz. Geçmişten öğrendik. 2008 dünya ekonomik ve mali krizi bankalara kar getirirken, krizin yükü işçilere, kadınlara ve ailelere yüklendi. Bu uluslararası çağrı ile yükseliyoruz. Bu krizleri biz her gün yönetiyoruz. Hükümetler ve tekellere taleplerimizi ilan ediyoruz. ŞİMDİ!
Corona salgını ülkelerimize ve kıtalarımıza yayılıyor. Hali hazırda dünya çapında 100.000’den fazla insanı öldü. Bu kayıplardan dolayı üzgünüz ve ailelerin acısını paylaşıyoruz. Neden bu kadar insan ölmek zorunda kaldı? Çünkü kapitalizm dünya çapında bir sağlık krizi yarattı ve sağlık sistemleri çöküyor. Doktorlar, hemşireler ve hasta bakıcılar için koruyucu ekipman eksikliği var. Nüfusu koruma eksikliği var. Yaşlı, hasta ve fakir insanlar tedavi edilmiyor. Bu bir skandal. Zengin sanayi ülkeleri için korkunç olan şey, mülteciler ve Orta-Doğu, Afrika, Asya, Latin Amerika’nın fakir ülkeleri içinse bir felakettir. İnsanı merkezine alan bir sağlık sistemi için savaşıyoruz.
Kapitalist kâr ekonomisi, insanlardan önce kârlarını düşündükleri için suçludur. Bir yanda virüsün yayılması temasın kesilmesiyle yavaşlatılacaktır denilerek, dünya çapında yasaklar ve sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, diğer yanda endüstriyel tesislerde ve tekstil fabrikaların da işçiler birbirine çok yakın çalışmaya devam etmek zorundalar.
Dünya çapında taleplerimiz:
Tekstil endüstrisindeki ve endüstriyel tesislerdeki işçilerin kapsamlı korunması, işten çıkarılma yasağı, tesisin kapatılması durumunda ücretlerin sürekli ödenmesi, maaşların artırılması ve tam ücret telafisi ile çalışma saatlerinin azaltılması!
• Doktorlar ve hemşireler için etkili koruyucu kıyafetler!
• Yaşadığımız mahallelerde yaşayan herkesin ücretsiz ve toplu testi! • Tıbbi altyapının derhal genişletilmesi!
• Hemşirelik sektöründe yeni iş ve stajyerliklerin oluşturulması!
• Koruyucu maskelerin ve dezenfektanların serbest dağılımı!
• Hastalar için ücretsiz bakım ve ilaç!
• Bunun için para büyük şirketlerden ve devasa askeri bütçelerden alınmalıdır!

Ülkeleri bir salgına hazırlamak için “simülasyon oyunları” denilen şey uzun zamandır mevcut olsa da, dünyadaki hiçbir hükümet uygun önlemleri almamıştır. Tüm hükümetler yanlış bilgilendiriliyor, hatta bazıları salgını ciddi sonuçlarla küçümsüyor. Koruyucu ekipmanı ulusal bencillikle çalarak, kendi insanlarını korumasız bırakan ve saf kar için koruyucu ekipman ihraç eden veya fakir ülkelerden kaçak bakıcılar getirenleri kınıyoruz. Tüm insanlar için dünya çapında koordine biçimde aşıların, ilaçların araştırılmasını ve geliştirilmesini talep ediyoruz! Kalifiye eleman ayrımı yapmadan!
Mevcut kriz emekçilerin, ulus ötesi bir dayanışmasını gösteriyor. Yaratıcılığı ve cesareti ortaya çıkarıyor. Kadınlar dünya çapında bu günlük kriz yaşamının merkezindedir: hizmet sektöründe, ticarette, ailelerde. Yaşam için her türlü fedakarlığa hazırız, sağlığımız için gerekli önlemleri destekliyoruz, ancak bu çabalarımızın, haklarımızı ve özgürlüklerimizi sömürmesinden dolayı da öfkeliyiz. Ordu ve polisin devlet şiddeti uygulayarak, tutuklama tehditleri ve uyarılar yerine geniş bilgilendirme kampanyaları talep ediyoruz! Zor kazanılmış haklarımızın alınmasına izin vermeyeceğiz! Acil duruma hayır! Bu önlemleri kınıyoruz!
Sokağa çıkma yasağı nedeniyle, Afrika, Asya, Latin Amerika’daki kadınlar artık mallarını satamaz hale geldiler, paraları yok, yiyecekleri yok – kıtlık dünyanın yoksulluk bölgelerindeki insanları tehdit ediyor. Göçmen kadınlar ve mülteciler dünya çapında özellikle etkilenmektedir. Günlük işçiler ve göçmen işçiler genellikle evlerinden uzakta olan illerde çalışmak zorundalar. Fabrika sahipleri onları ücret ödemeden sokaklara attılar ve açlıktan ölüyorlar. Polis ve ordu çoğu zaman acımasız. Çiftçiler artık ürünlerini satamıyorlar.
Taleplerimiz:
– Gündelik işçiler, göçmen ve geçici işçiler ve küçük tüccarlar için finansal güvenlik! – Tarım ürünlerinin hükümetler tarafından kabulü ve dağıtımı!
– Şehirlerde ve kırsal alanlarda yoksul ailelere ücretsiz yiyecek dağıtımı!
– Her ev için akan temiz su!
– En savunmasız kişiler için kapsamlı önlemler: mülteciler, yoksullar, evsizler! – Mülteci kamplarının kapatılması ve güvenli barınma sağlanması!
– Bölücülük yaratan ırkçı girişimlere karşı savaşın!
Bu önlemleri kınıyoruz!
Nüfusun çoğunluğu için, sokağa çıkma yasağı aslında küçük bir alanda birlikte yaşamak anlamına gelir, mola veya kişisel geri çekilme için neredeyse hiç fırsat yoktur. Okul yok, anaokulu yok, iş yok. Bu durum kadınlara ve çocuklara yönelik aile içi şiddeti arttırır. Kadınlar, kendi ihtiyaçlarına dikkat etmeden tüm aile üyelerinin zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığına dikkat ederler.
Taleplerimiz:
– Tüm tahliye ve hacizlerin yasaklanması
– Gecikmiş kira durumunda kiracıya fesih ihbarı verilmesinin yasaklanması!
-Çocuklar ve yaşlılar için devlet yardımı, sıcak yemek ve acil bakım!
– Okulların kapanması durumunda çocuklar için öğretim ve öğrenim materyalleri yardımı! – Şiddet mağdurları için medyada bilgi!
-Şiddet mağdurlarının konaklaması için yardım ve oda sağlanması! – Cinsiyete özgü şiddeti yasadışı ilan etmek için ağları kullanın!
Dünya kadınları, korona krizi tarihi ve zor bir süreç vebizler de buna tarihsel bir adımla yanıt veriyoruz. Kıtalar arasında bu çağrı ve bu talepler üzerinde anlaştık. Corona krizi sistemik bir krizi

ortaya çıkarıyor. Kapitalizm bize onurlu bir yaşam sağlayamaz. Bu nedenle meseleleri kendi ellerimize alıyoruz. Bugün bir kez daha görebiliyoruz ki kadınlar sistem için “gerekli”.
Ve bu farkındalık bize taleplerimiz için mücadele etme gücü veriyor. Bu nedenle, daha önce başlattığımız uluslararası işbirliğini daha da yükseltmeliyiz:
-Birbirimizle dayanışmamızı güçlendiriyor ve uluslararası bir hareket olarak ideolojik farklılıklarımızla birlikte faaliyetlerimizi koordine ediyoruz.
– “Gürültü gösterileri” gibi mücadele biçimlerini paylaşıyoruz, çömleklere vurma ve yenilerini bulma.
– Fakir ülkeler için borçların hafifletilmesi gerekmektedir.
– İktidar tekelleri krizi ödemek zorundadır geniş kitleler değil. Bu özel bir vergi ile yapılabilir. -Daha iyi çalışma koşulları ve daha yüksek ücretler için savaşmalıyız.
Kendimizi organize ederek ancak sendikalarda, mahallelerde, kadın derneklerinde bir güç haline gelebiliriz. Ayrıca, bu yıl 10. yılını kutlayan anti-emperyalist örgüt, Uluslararası Kadınlar İttifakı’nın kurulmasını destekliyoruz. Dünya kadın hareketinin kökü olan Dünya Kadın Konferansı’nın güçlendir. 2021’in sonunda Tunus’taki yapılacak olan Dünya Kadınlar Konferansı bunun için harika bir fırsat .

 
Bir zeytin ağacı gibi olalım

Yeryüzüne kök salmış
Güçlü ve Güneşe uzanan
Kimse ve hiçbir şey bizi kıramaz!

İmzalayan hareketler;

Signatories of the International Call of the militant womens movement’s

Status: 11.5.20 – further signatories possible:
* Sharmistha Choudhury, All India Revolutionary Women’s Organisation (AIRWO)
* Cecilia Jaramillo Jaramillo, ECUADOR
* Executive Committe of the International Women’s Alliance
* Vilma Silva Jaimes Präsidente de Micaela Bastidas, Peru
* República Bolivariana de Venezuela
* Judith López Guevara, Frente de Mujeres Argelia Velázquez Carrizales, Venezuela
* Dionys Rivas, Frente de Mujeres Argelia Velázquez Carrizales, Venezuela
* Selay Ghaffar, Spokesperson and Women’s Rights Activist, Solidarity Party of Afghanistan
* Sophie Ngalapi, World March of Women Tanzania,
* Sophie Ogutu, World March of Women Tanzania, World March of Women Kenya
* Betty Sharon, Executive Director, Collaboration of Women In Development-CWID, National Coordinator World March of Women Kenya
* Saloua Guiga, Member of FemWise-Africa (Women Peace and Security Committee of the African Union), Tunisia
* Women’s committee of PPDS Tunisia
* Million Rural women association, Tunisia
* Femmes du Maroc, Meriam, Keltoum, Btissam, Khadija, Fatima Zahra * las Kellys, Lanzarote
* Women of Bosnia / Partija Rada
* Songul und Gaby, Délégierte der 2. Weltfrauenkonferenz, France
* Platform Wereldvrouwen, Netherland
* Halinka Augustin, European coordinator of the World Women’s Conference
* Susanne Bader, European coordinator of the World Women’s Conference
* Frauenverband Courage, Germany
* Monika Gärtner-Engel, Main Coordinator of ICOR (International Coordination of Revolutionary Parties and Organizations), MLPD, Germany
* Martina Stalleicken, women’s political spokeswoman of the MLPD, Germany

* Menu Nilukshika De Silva, national coordinator of vikalpani national women’s federation; lecture of human health and environment, Sri Lanka
* Meral Çiçek, Chairwoman of Kurdish Women’s Relation Office (REPAK) * REFALAG Frauenorganisation auf Haîti
* Man Bahadur Lecturer in Anthropology, Central Department of Anthropology, Tribhuvan University, Kritipur, Editor-in-Chief, Dhaulagiri Journal of Sociology and Anthropology, Kathmandu, Nepal
* Mwambu Margaret Jane, Uganda
* Marie-Paula Logosu-teko, Coordinatrice de la Conférence Africaine des Femmes de la base

Share